Ü
Y
E
L
İ
K

Yönetenler Geçici Cumhuriyet Değerleri Kalıcıdır!

Yönetenler Geçici Cumhuriyet Değerleri Kalıcıdır! Yönetenler Geçici Cumhuriyet Değerleri Kalıcıdır!
Türk Tabipleri Birliği, “halkın sağlık hakkının ve iyi hekimlik değerlerinin” korunmasının temel güvencesi olan bir cumhuriyet kurumudur. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli; “İnsan ve toplum sağlığı hakkında asılsız şaibe ve şüpheleri körüklediğini” belirterek Türk Tabipleri Birliği’nin derhal kapatılması ve yöneticileri hakkında adli işlem yapılması gerektiği çağrısında bulunmuştur. İktidardan ve onun gücünden anladıkları “Yetki var sorumluluk yok!“ olan bu mesnetsiz çağrıyı temsil eden anlayış, ellerine yüzlerine bulaştırarak içinden çıkamadıkları her süreçte “bir düşman” “bir vatan haini” yaratmakta ustalaşmıştır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de pandemi sürecinin yönetiminde asli unsurlardan birisi olması gereken Türk Tabipleri Birliği, en başından itibaren sürecin dışında tutulmuş ve dışlanmıştır. Örgütlü yapısı ve değerleri ile gerekli uyarıları yapmak için anayasal haklarını kullanan TTB bu kez bu haklarından da mahrum edilmeye çalışılmakta, hatta tüm değerleri ile birlikte yok edilmek istenmektedir. Bu anlayış anti-demokratik bir bakış açısı olmanın çok ötesindedir. Bu anlayış; insani değerleri, toplumsal hakları ve evrensel kazanımları hiçe sayan, anlamsızlaştırmayı deneyen yoz ve mahkum edilmesi gereken bir çürümüşlüktür. Türk Tabipleri Birliği, “Halkın sağlık hakkının ve iyi hekimlik değerlerinin” korunmasının temel güvencesi olan bir Cumhuriyet kurumudur. Cumhuriyetin değerlerini koruyan ve geliştiren tüm kurumlara kıskançlıkla sahip çıkıyoruz. 6023 sayılı Türk Tabipler Birliği Kanunu, 1. Maddesi’nde  Türk Tabipleri Birliği “ Türkiye sınırları içerisinde meslek ve sanatlarını icraya yetkili olup da, sanatını serbest olarak yapan veya meslek diplomasından istifade etmek suretiyle resmi veya özel görev yapan tabiplerin katıldığı Türk Tabipleri Birliği, tabipler arasında mesleki deontolojiyi ve dayanışmayı korumak, ve meslek mensuplarının hak ve yararlarını korumak amacıyla kurulmuş, kamu kurumu niteliğinde mesleki bir kuruluştur” olarak tanımlanmaktadır. Pandemi ile mücadele süreci sağlık hizmetlerinin tüm toplumsal niteliklerini bütün berraklığıyla açığa çıkaran bir işlev görmüştür. Sağlık hizmetlerinin bir otelcilik hizmeti olmadığı, binalarla gelişmeyeceği ve bir rant alanı olamayacağı bir kez daha tescillenmiştir. Pandemi süreci, sağlık hizmetinin en önemli unsurunun sağlık hizmetlerini sunan ve insanlık değerlerini sırtlanan sağlık emekçileri olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Nitekim, halkımız bu mücadelede sağlık emekçilerinin uzun bir süredir gözlerden ırak tutulmaya çalışılan saygınlığına sahip çıkmış, alkışlamıştır. Her geçen gün daha fazla sağlık emekçisinin aramızdan ayrıldığı, daha ağır çalışma koşullarına itildiği ve tüm denetleme süreçlerinin etkisizleştirildiği bir dönemde, bu işin sorumlusu olanlar, başka sorumlu arama çabasına girmiştir. Halkımızın “suçlu” ilan edilmesi yetmiyormuş gibi bir de sağlık emekçileri ve onların onurlu örgütleri hedef alınmaya başlanmıştır. Genel Sağlık-İş olarak; Türk Tabipleri Birliği için ifade edilenlerin kimin ağzından çıkmış olursa olsun, iktidarın temel yaklaşımı olduğu gerçeğinden hareket ediyoruz. İktidar tüm paydaş ve yandaşları ile birlikte pandemi sürecinde sınıfta kalmış, halkımız ve sağlık emekçileri açısından onarılması zor tahribatlara yol açmıştır. İktidar ve paydaşları bu sorumluluktan kaçamaz ve hesap vermelidir. Bu sorumluluktan kaçmak için icat ettikleri “vatan haini” ve “bozguncu” yaftaları ellerinde patlamıştır. Genel Sağlık-İş olarak; iktidarın bu süreçteki “sınır tanımayan” anlayışını mahkum ediyor, Türk Tabipleri Birliği ve taşıdığı cumhuriyet değerlerine sonuna kadar sahip çıkacağımızı ilan ediyoruz. Türk Tabipleri Birliği’nin Yanındayız. Zekiye BACAKSIZ Genel Sağlık-İş Genel Başkanı