Yıpranma Payı Hakkı Kanun Teklifinde Adalet Yok
Sağlık hizmetlerinin sunumundaki riskler, zorluklar ve tehlikeler tüm taraflarca yakından bilinmektedir. Sağlık hizmeti riski bir yana son günlerdeki artan şiddet vakaları da göstermektedir ki sadece bir sağlık kurumunda görev yapmak bile potansiyel şiddet mağduru olmak için yeterlidir. Sağlık emekçileri özveri ile fedakârca ve cansiperane görev yapmaktadırlar. Buna karşılık ne çalışırken ne de emekliliklerinde aldıkları ücretler insan onuru ile bağdaşmayan ücretlerdir. Bazı mesleklerin ifasına karşılık ne kadar ücret ödeseniz de karşılığını veremeyebilirsiniz. İşte sağlık hizmeti de bunlardan biridir. Bir hastane acilinde 24 saat acil vaka karşılamanın ve hayat kurtarmanın, yoğun bakımda sabaha kadar hastasını monitörden takip etmenin, saatler boyunca ameliyathanede hizmet vermenin parasal bir karşılığı olamaz. Ancak mevcut durumda maalesef yoksulluk sınırının altında maaş alan sağlık emekçileri zor koşullarında hayat mücadelesi vermekte, ayakta kalmaya çalışmaktadır.
Siyasi iktidarın TBMM Plan ve Bütçe komisyonuna sunduğu teklifler bu güne kadar defalarca dile getirdiğimiz, bizzat TBMM’ye giderek sunduğumuz yasa önerilerimizin oldukça gerisindedir. Sağlık emekçilerinin beklentilerini karşılamaktan uzaktır. Siyasi iktidar ve yandaş sendikalar emekçilerini büyük hayal kırıklığına uğratmıştır. Yine dağ fare doğurmuştur. Torba yasa, sağlık emekçilerinin işlerini yine çorbaya döndürecek ve yeni sorunlara yol açacaktır. Şöyle ki,
1-) Torba yasanın 10. Maddesi ile yürürlüğe girmesi beklenen fiili hizmet süresi zammı ile ilgili, Genel Sağlık İş olarak hazırlayıp sunduğumuz önerimizde Emniyet ve TSK mensuplarında olduğu gibi, tüm sağlık çalışanlarına yıllık 90 gün olarak verilmesini, bu hakkın sağlık çalışanlarının tümünü kapsaması ve personele geçmişe etkili olarak uygulanmasını içeren fiili hizmet süresi zammının (yıpranma payı hakkı) verilmesini istemiştik.
Ancak siyasi iktidarın tasarısında bu süre 60 gün olarak belirtilmiş, geçmiş hizmet yıllarını kapsam dışı bırakmış olup sağlık emekçilerinin beklentilerini karşılamamıştır.
Yasada uygulamanın nasıl olacağı belirtilmemekle birlikte bu sürenin tüm sağlık emekçilerine fiili çalışma süresine bakılmaksızın her yıl için 90 gün ve geçmişe etkili olacak şekilde verilmesi gerekmektedir.
2-) Yasanın düzenlemesi bazı tereddütlere neden olmaktadır. İnsan sağlığına ilişkin hizmetler derken SGK tarafından yasanın uygulanmasındaki yorum farklılıkları nedeni ile yeni idari davalara neden olabilecek uygulamalar söz konusudur. Bu nedenle yasanın bu düzenlemesinin yasayı uygulayacak olanlarda tereddüde yer vermeyecek şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.
3-) Yasanın 4. Maddesi ile 5534 sayılı yasaya eklenmesi öngörülen EK Madde 84 ile tabip ve uzman tabiplerin emekli maaşlarında iyileştirme yapılması düzenlemektedir. Gerekçesinde tabip ve uzman tabiplerin emekli maaşlarının birçok meslek mensubundan düşük olduğu belirtilmektedir. Yasa bu haliyle tabip ve uzman tabipler için yerinde bir düzenleme olarak görülmekle birlikte tabip ve uzman tabiplerden çok çok daha düşük emekli maaşı alıp hayatı idame ettirmeye çalışan diğer sağlık emekçilerine hiçbir iyileştirmenin yapılmaması sağlık hizmetlerinde uzun yıllar özveri ile hizmet etmiş binleri hayal kırıklığına uğratmıştır. Tabip ve uzman tabipler ile aynı kurumlarda yan yana bu ülkenin yaşlısına, bebeğine, gebesine, hastasına sağlık hizmeti sunmuş olan bu binlerin haklı beklentisi karşılanmalıdır. Aynı kurumda yan yana çalışan sağlık emekçilerini ayrıştıran ötekileştiren düzenleme evrensel bir kavram olan “ADALET”li olmaktan uzaktır. Yasa koyucunun bu hatadan yasanın Yüce Meclis görüşmelerinde dönmesini ve tabip ve uzman tabip dışındaki emekli sağlık emekçilerine de benzer bir iyileştirme yapılmasını istiyoruz.
4-) Yasanın 4. maddesi yapılacak olan iyileştirme, tüm sağlık emekçilerine yapılması yanında herhangi bir kesintiye tabi olmaksızın ödenmeli, herhangi bir şarta bağlanmamalı, emekli, ister başka bir iş yapsın ya da yapmasın bu hak ona kesintisiz olarak sunulmalıdır. Çünkü emekli maaşlarına yapılan bu iyileştirme, enflasyon karşısında erimiş olan emekli maaşlarının değer kaybını önlemeye yönelikse bunu şarta bağlamak adil olmayacak ve amaca hizmet etmeyecektir.
Mevcut ekonomik koşullarda her geçen gün pula dönen maaş ve ücretler ele alınmalı, haksız döner sermaye uygulamasına derhal son verilmeli, onun yerine emekliliğe yansıyan, enflasyonun üzerinde bir iyileştirme ile tüm sağlık emekçilerinin huzur ve güven içinde çalışabilecekleri bir ortam sağlanmalıdır. Bu amaçla, Sendikamız tarafından TBMM’de grubu bulunan siyasi partiler ile Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine eleştiri ve kanun teklifi önerileri iletilmektedir.
Genel Sağlık-İş olarak her zaman olduğu gibi bugün de hak ve adaletli, insan onuruna yaraşır, emeğin karşılığı olan bir ücret ve emeklilik taleplerimizi yineliyoruz.
Zekiye BACAKSIZ
Genel Başkan