Ü
Y
E
L
İ
K

Yeni Ekonomik Program Sağlıkta da Sınıfta Kaldı

Yeni Ekonomik Program Sağlıkta da Sınıfta Kaldı Yeni Ekonomik Program Sağlıkta da Sınıfta Kaldı
Siyasi iktidar üç yılı kapsayan yeni bir ekonomi programı daha açıklamıştır. Tarihin en büyük ekonomik krizlerinden birini yaşayan ülkemizin gerçeklerini yansıtmaktan uzak Yeni Ekonomik Program, “sağlık” başlığında da sınıfta kalmıştır. Programın eylem ve projeler bölümünün “sağlık” başlığı altında sıralananlar, siyasi iktidarın nitelikli bir sağlık hizmeti sunma planlarının olmadığını ortaya koymaktadır. 6 başlık halinde sıralanan eylem ve projeler, siyasi iktidar tarafından her fırsatta tekrarlanan ve altı doldurulmamış cümlelerden ibarettir. 17 yıldır iktidarda olan siyasi iktidarın hala aynı Birinci basamak sağlık hizmetleri güçlendirilerek sağlık sistemi içerisindeki etkinliği artırılacaktır.” söylemine sığınması kabul edilebilir bir durum değildir. Sağlıkta Dönüşüm sistemi ile birlikte sağlık hizmetlerini piyasalaştırarak birinci basamak sağlık hizmetlerini geri planda tutan siyasi iktidarın ta kendisidir. Başta şehir hastaneleri olmak üzere sağlık hizmetlerinde tüketimi kışkırtan model içinde koruyucu sağlık hizmetinden bahsetmeye bile hakkı yoktur.  Bu nedenle eylem planlarında aynı cümleleri tekrarlamaktan öteye geçemeyen siyasi iktidardan, sağlık sisteminin ve sağlık çalışanlarının sorunlarına çözüm üretmesini beklemek de gerçeklikten uzak bir yaklaşım olacaktır. Kanser, kronik ve nadir hastalıkların erken tanı ve tedavisi ile önlenmesinde etkin, özgün ve katma değeri olan ürünlerin geliştirilmesi için kişisel ve dönüşümsel tıp alanında uygulamalı projeler hayata geçirileceğinin ifade edildiği Yeni Ekonomik Programda “Ülkemizde ulusal gıda güvenirliğini sağlamak amacıyla her türlü gıda maddesinin ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemelerin hijyenik ve uygun kalitede üretiminden tüketimine kadar olan tüm süreçte halk sağlığını ve tüketici haklarını koruyucu ve önleyici projeler hayata geçirilecektir.” denilmektedir. Sağlık Bakanlığı kimi zaman sağlığa zararlı üretim yapan firmaları teşhir etmekle birlikte, yaptırım uygulaması konusunda tam bir yandaş tarafgirliği ile hareket etmektedir. Programda yine “Obezitenin önlenmesi için sağlıklı beslenme alışkanlıklarının geliştirilmesine yönelik ilgili paydaşlarla koordine bir şekilde mevcut programlar yaygınlaştırılacak ve ilave düzenlemeler yapılacaktır.” ifadesi yer almaktadır. Küresel şirketlerin güvenli olmayan gıda ve çevre kirliliği konusunda ülkemizde tüm yaptıklarına göz yuman, vergi indirimi gibi pek çok kolaylık sağlayan siyasi iktidarın, obezite konusundaki söylemleri de bizim nezdimizde kabul görmemektedir. Küreselleşmenin gıda ve çevre üzerindeki olumsuz etkileri ve bunların insan sağlığı üzerindeki riskleri küreselleşmiş bir sağlık sistemi ile çözülemez. Şeker fabrikaları özelleştirilerek kapatılıp Nişasta Bazlı Şeker üreticisi başta Amerikan Cargill olmak üzere küresel tekellere yeni alanlar açılmıştır. Bunun ilk adımı; “şeker”de olduğu gibi, sağlığı birinci dereceden etkileyen güvenli gıda üzerinde oynanan oyunlara geçit vermemek olmalıdır. Yeni Ekonomik Programda Farkındalık ve izleme-değerlendirme faaliyetleri yürütülerek ilaç kullanımının optimize edilmesi ve ilaç maliyetlerinin azaltılması konusunda projeler uygulamaya konulacağı belirtilmektedir. Koruyucu sağlık hizmetlerinin geriletildiği ve tedavi unsurunun ön planda işlev gördüğü sağlık sistemi modelinde çok daha fazla ilaç tüketimi kaçınılmaz olmaktadır. İlaç kullanımının optimize edilmesinin yolu koruyucu sağlık hizmetlerinden, ilaç maliyetlerinin azaltılmasının yolu ise ilaçta dışa bağımlılığın azaltılması ve yerli ilaç üretiminden geçmektedir. Bunlar içinde söylemden öte ulusal politikaların hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bu ise ancak ilaç ve tıbbi malzeme tekelleri ile kararlı bir mücadelenin yürütülmesi ile mümkündür. Sağlık sisteminin ve sağlık çalışanlarının sorunlarına yönelik hiçbir gerçekçi, somut eylem ve projenin ortaya konulmadığı Yeni Ekonomik Programda yer alan  “Kamu hastanelerinde, klinik kalite, vatandaş memnuniyeti, operasyonel etkinlik ve verimlilik alanlarında gösterilen performans sistematik biçimde takip edilecek ve sağlık personeli teşvik mekanizmasının parçası hâline getirilecektir. Vatandaş memnuniyeti sonuçları kurumların ve sağlık çalışanlarının performans değerlendirmelerine dâhil edilecektir.” ifadeleri ise yine şaşkınlık yaratmıştır. Sağlığın piyasalaştırıldığı, hastanın müşteriye dönüştürüldüğü, sorunların katlanarak büyüdüğü, nitelikli sağlık hizmeti vermenin sağlık çalışanları için giderek güçleştiği bir ortamda yaşanacak memnuniyetsizliklerin sorumlusu olarak sağlık çalışanlarını göstermek akla ve vicdana sığmamaktadır. Niteliğe değil niceliğe dayan, gereksiz muayene ve tetkik sayısının artmasına neden olan performans sistemine çözüm üretilmesini beklerken, Yeni Ekonomik Programda yer alan ifadeler sağlık çalışanlarını sorunlarına üretilecek çözümler noktasında umutsuzluğa sürüklemektedir. Ayrıca gelecek enflasyon beklentisi gibi garabet bir kavram üzerinden memur maaş artışlarının belirlenecek olması kabul edilemez. Küreselleşmenin, sağlığı piyasalaştırmanın 17 yılda getirdiği sorunlara çözüm üretmekten uzak Yeni Ekonomik Programda “ulusal, kamucu ve halkçı” sağlık politikalarına ilişkin tek bir söyleme bile rastlayamamış olmak ülkemiz adına üzüntü vericidir. Genel Sağlık-İş olarak siyasi iktidarı, bilimsel, akılcı ve bütüncül bir bakış açısıyla hazırlanacak sağlık politikaları üretmeye davet ediyoruz. Zekiye Bacaksız Genel Sağlık-İş Genel Başkanı