Ü
Y
E
L
İ
K

Yaşasın Sosyal Devlet! Yaşasın 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü!

Yaşasın Sosyal Devlet! Yaşasın 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü! Yaşasın Sosyal Devlet! Yaşasın 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü!
Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıs’ı emekçiler olarak; Covid 19 pandemisinin gölgesinde hiç olmadığı kadar zor koşullar altında karşılıyoruz. Bir tarafta salgına karşı savaş açan, büyük risk altında fedakârca çalışan sağlık emekçileri… Bir yanda salgına rağmen, korumasız hizmet ve üretim alanında çalışan emekçiler… Bir yanda eve kapanmayla yoksulluğu daha da derinden hisseden umutsuz, korku ve kaygı dolu milyonlar… Bir yanda Anayasa ile güvence altına alınan “sosyal devlet” ilkesinin işletilememesinin bedelini ödeyen, açlığa mahkum edilen insanlar… COVID 19 pandemisi; üretime değil, tüketime dayanan, doğayı katleden, emeği sömüren kapitalizmin çöküşünü gözler önüne sererken, ifade edildiği gibi salgından herkes aynı oranda etkilenmemektedir. Kapitalizmin yarattığı derin uçuruma bir de siyasi iktidarın ayrımcı-ayrıştıran politikaları eklenince; emekçilerin içinde bulunduğu kara tablo her geçen gün daha da ağırlaşmaktadır. İşsiz milyonlara bir de “ücretsiz izin” dayatılan işsizlerin eklenmesiyle yoksullaşma daha da derinleşmektedir. Dünyada bütün ülkeler COVID 19 salgını dolayısıyla vatandaşlarına ekonomik yardım paketleri açıklarken, Türkiye’de siyasi iktidarın halktan yardım istemesi; 18 yıllık AKP iktidarında sosyal devletin nasıl yerle bir edildiğini gözler önüne sermektedir. “Sosyal devletin” yerini “sadaka toplumuna” bırakmış olmasının sonuçları bugün acı şekilde açıkça görülmektedir. Ülkeyi adım adım krize sürükleyen siyasi iktidar, pandeminin ve beraberinde getirdiği ekonomik krizin faturasının yine emekçiye ödetme planları içerisindedir. İflas eden ekonominin sorumlusu emekçiler değildir. Ekonomik bunalımın sorumlusu, 18 yıldır üretime dayanmayan neo-liberal ekonomi politikalarını uygulayan AKP iktidarıdır. Devletin kaynaklarını; kamu-özel işbirliği modeliyle yaptırılan köprüler, havalimanları ve şehir hastaneleri üzerinden yandaşa aktararak tüketen siyasi iktidardır. Sağlık sistemi sermayenin vicdanına teslim edilmiştir. Piyasalaştırılmış sağlık politikalarının, devasa şehir hastaneleri projelerinin sağlık sisteminin sorunlarına çare olmadığını, Covid-19 salgınıyla bir kez daha ortaya çıkmıştır. Aşı ya da ilacı geliştirecek bir devlet kurumunun olmamasının, var olanların kapatılmasının bedelini yurttaşımız ne acı ki bugün canı ile ödemektedir. Tarım, sanayi ve teknoloji üretimin olmamasının bedeli ise; çok da uzak olmayan bir gelecekte, “açlık” gibi çok acı bir şekilde karşımıza çıkacaktır. Akıl ve bilime değil paraya tamah edenlerin COVID 19 pandemisinden ders almış olmasını umuyoruz. Ulusumuz, tarihin en karanlık dönemlerinden birini yaşamaktadır. Ne yazık ki, bu süreçte sendikalar etkin bir dayanışma ve mücadele yürütememektedir. 18 yılda çalışma yaşamında ciddi hak kayıplarına yol açan düzenlemeler yapan AKP iktidarı, salgını fırsat bilerek kendinden olmayanı baskı altına almaya çalışmaktadır. Gün birliği, dayanışmayı, örgütlenmeyi ve mücadeleyi yükseltme günüdür. 1 Mayıs; emperyalizme, sömürüye ve yaşanan tüm ayrıştırmalara örgütlenerek, birlikte cesaretle karşı durma günüdür. Genel Sağlık-İş olarak bir kez daha siyasi iktidara tüm emekçiler adına çağrıda bulunuyoruz:
  • Başta sağlık çalışanları olmak üzere; tüm zorunlu işlerde çalışanların kişisel koruyucu ekipman ihtiyacı giderilmeli, bu çalışanlar için yaygın test yapılmalıdır
  • Başta sağlık çalışanları olmak üzere; tüm zorunlu işlerde çalışanların sağlıklı beslenmeleri için gerekli öğünler düzenlenmeli, dinlenebilmeleri için gerekli önlemler alınmalıdır.
  • Çalışanlar arasında kayırmacılığa; ayrımcılığa son verilmelidir.
  • “Sözleşmeli”, “ücretli”, “vekil” gibi kamuda güvencesiz çalışma biçimleri kaldırılmalı, var olanlar kadroya alınmalıdır.
  • Tüm emekçiler için insan onuruna yaraşır bir yaşam koşullarını sağlayacak ücret düzeyi sağlanmalıdır.
  • Tüm ek ödemeler emekliliğe yansıtılmalıdır.
  • Ek göstergeler, tüm sağlık çalışanlarını kapsayacak şekilde kademeli olarak yükseltilmelidir
  • Tüm emekçiler için insan onuruna yaraşır emeklilik koşulları oluşturulmalıdır.
  • Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanımı güvence altına alınmalıdır.
  • Açlığa ve sefalete terk edilen emekçiyi, üreticiyi, çiftçiyi, küçük esnafı içinde bulunduğu çıkmazdan kurtaracak düzenlemeler acilen yapılmalı ve bunlar için kaynak tahsis edilmelidir
  • Yurttaşlar arasında ayrım ve ayrıştırma yapmadan sosyal devlet ilkesi işletilmelidir.
Genel Sağlık-İş olarak tüm emekçilerin Birlik, Mücadele ve Dayanışma Gününü kutluyoruz. Yaşasın Sosyal Devlet! Yaşasın 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü! Zekiye BACAKSIZ Genel Sağlık-İş Genel Başkanı