Ü
Y
E
L
İ
K

Yaşasın 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü!

Yaşasın 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü! Yaşasın 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü!
Pandemi sürecinde iş yükleri artarken, ücretleri eriyen sağlık çalışanları; 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Gününü, "can kurtarmak" adına çalışarak kutlamaktadır. Yurttaşlarımızın “yaşam ve sağlık hakkı” için mücadele veren sağlık çalışanları, kimi zaman kendi sağlığından olmakta ancak emeğinin karşılığını alamamaktadır. Sağlık çalışanları, sağlıklı, güvenceli, insan onuruna yaraşır çalışma ve yaşam koşulları istemektedir. Covid-19 pandemisi tüm insanlık için küresel bir tehdit haline gelirken, ekonomik boyutuyla da tüm emekçilerin yaşam mücadelesini daha da zorlaştırmıştır.  Devlet “yaşam hakkı” çerçevesinde bireylerin sağlık hakkını korumak ve yaşam hakkını tehdit eden sağlık risklerine karşı gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. Ancak siyasi iktidarın salgın yönetiminin karar alma süreçlerinde ekonomik kaygılar ağır basmış, bireylerin “yaşam hakkı” geriye atılmıştır. “Sosyal devlet” ilkesi yeterince işletilmemektedir. Tam kapanma kararı açıklayan ancak yurttaşa hiçbir destek açıklamayan iktidarın salgın yönetme politikalarının ne bilimsel ne de vicdanı yanı bulunmamaktadır. Salgın sürecinde, yoksulluğun azaltılması sosyal yardımlara indirgenmiş, sosyal yardımlar da patates-soğan dağıtmaktan öteye geçememiştir. Anayasa ile güvence altına alınan “sosyal devlet” ilkesi gerektiği gibi işletilmemiştir. Tam kapanma kararı alınırken, tam gelir desteği sağlanmamıştır. Emekçiler işi ve sağlığı arasında seçim yapmak durumunda kalmaktadır. Pandemi ile mücadele kapsamında alınan tedbirler çerçevesinde insanlar birçok temel hak ve özgürlüklerinden yoksun kalırken, hizmet ve üretim sektöründe zorunlu çalışan emekçilerin çoğu zaman sağlık ve yaşam hakları da ellerinden alınmaktadır. Siyasi iktidarın pandemi döneminde yaşam hakkı çerçevesinde salgından koruyacak önlemleri herkes için alması gerekmektedir. Oysa bugün kapanma kararına karşın zorunlu çalışanların sağlıklı ve güvenli koşullarda çalışma hakkı bulunmamakta, emekçiler işi ve sağlığı arasında seçim yapmak durumunda kalmaktadır. Virüs değil, emek düşmanı politikalar öldürmektedir. Pandemi eşitsizlikler ve yoksullukları daha da arttırmıştır. İşyeri kapanmaları ve işten çıkarmalar nedeniyle işsizliğe bağlı gelir kayıpları artarken, krizi fırsata çeviren kimi işverenler kısa çalışma ve ücretsiz izin gibi uygulamaları işçiler üzerinde baskı aracına dönüştürmektedir. Mevcut yasalar çalışanları koruyamamaktadır. Sağlık çalışanlarının sorunları göz ardı edilmektedir. Bu süreçte yurttaşlarımızın “yaşam ve sağlık hakkı” için büyük risk altında mücadele eden sağlık çalışanları da hak ettiği karşılığı alamamaktadır. Uzun ve yoğun çalışma sürelerinde tükenen pandeminin kahramanları sağlık çalışanlarının ağır ve kötü çalışma koşulları acilen düzeltilmelidir. Pandemi sürecinde iş yükleri artan, ücretleri eriyen sağlık çalışanları; geçim sıkıntısı altında ezilmektedir. 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Gününü işyerlerinde “can kurtarma” mücadelesi veren sağlık çalışanları kuru alkıştan çok daha fazlasını hak etmektedir. Yurttaşlarımızın “yaşam ve sağlık hakkı” için mücadele veren sağlık çalışanları, kimi zaman kendi sağlığından olmakta ancak emeğinin karşılığını almamaktadır. Sağlık çalışanları, sağlıklı, güvenceli, insan onuruna yaraşır çalışma ve yaşam koşulları istemektedir. Salgın bahanesiyle emekçi susturulmak istenmektedir. Emekçinin sağlığı söz konusu olduğunda dikkate alınmayan salgın, söz konusu olan 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olduğunda dikkate alınmaktadır. Emekçilerin taleplerini dile getirmesine tahammül edemeyen siyasi iktidar, alanları kapatmakla emekçiyi susturamayacaktır. Gün birliği, dayanışmayı, örgütlenmeyi ve mücadeleyi yükseltme günüdür. 1 Mayıs; emperyalizme, sömürüye ve yaşanan tüm ayrıştırmalara örgütlenerek, birlikte cesaretle karşı durma günüdür. Genel Sağlık-İş olarak bir kez daha siyasi iktidara tüm emekçiler adına çağrıda bulunuyoruz:
  • Covid-19‟un kamu görevlisi olsun olmasın tüm sağlık çalışanlarına iş kazası meslek hastalığı kapsamında haklar veren özel bir düzenleme yapılmalıdır.
  • “Sözleşmeli”, “ücretli”, “vekil” gibi kamuda güvencesiz çalışma biçimleri kaldırılmalı, var olanlar kadroya alınmalıdır.
  • Tüm emekçiler için insan onuruna yaraşır bir yaşam koşullarını sağlayacak maaş düzeyi sağlanmalıdır.
  • Tüm ek ödemeler emekliliğe yansıtılmalıdır.
  • Ek göstergeler, tüm sağlık çalışanlarını kapsayacak şekilde kademeli olarak yükseltilmelidir
  • Tüm emekçiler için insan onuruna yaraşır emeklilik koşulları oluşturulmalıdır.
  • Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanımı güvence altına alınmalıdır.
  • Pandeminin ilk günlerinden itibaren stratejik önemleri nedeniyle zorunlu çalışma durumunda kalan sektörlerdeki çalışanlar olmak üzere düzenli hızlı test uygulaması yapılmalıdır.
  • Aşı temininde yaşanan sıkıntılar ve belirsizlikler de dikkate alınarak Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezinin yeniden bağımsız bir kurum haline getirilerek faaliyete geçirilmesi için yasal düzenleme yapılması çağrımızı bir kez daha yineliyoruz. Aşılamada Bilim Kurulu tarafından daha önce açıklanmış olan öncelik sıralamaları, hızlı bulaş etkisi nedeniyle ortaya çıkan mutant/varyant olguları doğrultusunda hızla güncellenmelidir. Eğitim emekçileri, toplu taşıma çalışanları ve market çalışanları için aşı öncelikleri belirlenmelidir.
  • Açlığa ve sefalete terk edilen emekçiyi, üreticiyi, çiftçiyi, küçük esnafı içinde bulunduğu çıkmazdan kurtaracak düzenlemeler acilen yapılmalı ve bunlar için kaynak tahsis edilmelidir.
  • Salgınla etkin mücadele edilirken, alınacak tedbirler nedeniyle yurttaşların yaşayabileceği maddi kayıplar sosyal devlet ilkesi gereğince telafi edilmelidir.
Genel Sağlık-İş olarak tüm emekçilerin Birlik, Mücadele ve Dayanışma Gününü kutluyoruz. Yaşasın 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü! Zekiye BACAKSIZ Genel Sağlık-İş Genel Başkanı