İşçi ve emekçilerin Birlik Mücadele ve Dayanışma günü olan 1 Mayıs’ı emperyalistlerin bölgemize ve ülkemize karşı yoğun saldırıları altında kutluyoruz.

AB-D emperyalizmi ekonomik krizlerini aşmak için ulus devletleri hedef almıştır. Bu nedenle en bilinen oyunu böl-yönet politikasını devreye sokmuştur. Bir yandan da kendi iktidarını yaratarak özelleştirmelerle sermayenin önünü açmak istemiştir.

Bunun için mağdur ve mazlum edebiyatı yapacak halkın dini duygularını, yoksulluğunu sömürecek, yeni Osmanlı hayali kurduracak toplumu kontrol ve baskı altında tutabilecek bağımlı bir iktidara ihtiyaç duymuştur.

Bu role uygun olarak Cumhuriyeti ve kazanımlarını sindirememiş tüm unsurları birleştirmiştir. Ülkenin bağımsızlığını, milletin birliğini bozan Cumhuriyet karşıtı bir yapıyı iktidara getirmiştir.

AKP, Cumhuriyete ve kazanımlarına karşı en büyük saldırısını ileri demokrasi diyerek demokrasiyi, hukukun üstünlüğü diyerek cumhuriyet hukukunu yok etmekle başlatmıştır. Kendi saltanat hukukunu yaratmıştır. Parlamento çoğunluğu ile birlikte cumhurbaşkanlığı ve yargı başta olmak üzere tüm kurum ve kuruluşları ele geçirmiştir. Kendi basınını, kendi sivil toplum kuruluşlarını ve kendi sendikalarını yaratmıştır.

Siyasi iktidarın sıfır sorun söylemli dış politikası sırf sorun haline gelmiş, emperyalistlerin çıkarları uğruna en ufak bir krizle komşu devletlerle savaşacak duruma gelinmiştir.

İç politikada çözüm süreci adı altında bölünme sürecinin önü açılmıştır. Toplum dinsel, mezhepsel, etnik temelde söylem ve uygulamalarla kutuplaştırarak ilkel ayrışmalar tetiklenmiştir. Emperyalist merkezlerden desteklenen bölücü ve gerici terör ülkeyi sarmıştır.

Ülkenin en önemli kamu hizmetini üreten KİT’leri özelleştirme adı altında yok pahasına peşkeş çekilmiştir. Sosyal Devletin en temel görevlerinden olan kamusal sağlık ve kamusal eğitim özelleştirme politikaları ile çökertilmiştir. Toprağımızdan, suyumuza, soluduğumuz havaya kadar yaşam kaynaklarımız bir bir tahrip edilmiştir.

Siyasi iktidar ulusötesi sermayenin çıkarları doğrultusunda memurların iş ve ücret güvencesine saldırmakta, kıdem tazminatını yok etmeye çalışmakta, esnek çalışma, kiralık işçilik dönemini başlatarak,  işçi köle pazarlarının önünü açmak istemektedir.

Böylesi bir dönemde emekçiler; iktidar yandaşlığı, mezhep, etnik kimlik temelinde iktidar yandaşı, ırkçı, bölücü ve gerici ayrıştırıcı sendikal örgütlenme tehlikesini fark etmelidir.

Sınıf bilinciyle emeğe, ulus bilinciyle ülkemize, yurttaş bilinciyle Cumhuriyete sahip çıkma mücadelesi veren Sendikamız Genel Sağlık-İş;  Emek ve cumhuriyet düşmanlarının topyekün saldırısına karşı emekçilerin güçlü birliğini sağlayarak saldırıları durdurma kararlılığındadır. Emekten, demokrasiden, eşitlikten, özgürlükten, bağımsızlıktan ve demokratik, laik, sosyal hukuk devletinden yana olan emekçiler ve halkımızla;

- Sağlıkta piyasalaşmaya,

- Özelleşmeye,

- İş ve ücret güvencesiz çalışmaya,

-Taşeron, esnek ve kuralsız çalışmaya,

- Ağır ve kötü çalışma koşullarına,

- Gerici sağlık sistemine,

-İşsizliğe, yoksulluğa, hukuksuzluğa, baskılara,

-Emperyalistlere ve yerli işbirlikçilerine,

-Emek, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı politikalara,

Karşıtlığını her yerde olduğu gibi 1 Mayıs alanlarında da haykıracaktır.

İnanıyoruz ki emekçilerin “birlik, mücadele ve dayanışma” ruhu ülkemizin ve emeğimizin sömürülmesine, geleceğimizin karartılmasına karşı çıkılacaktır. Tarihte olduğu gibi şahsi  çıkarlarını AB-D emperyalizmin çıkarları ile bir tutanlar kaybetmeye mahkum olacaktır.

İnsan onuruna yaraşır bir yaşam ve çalışma koşulları birlikte mücadelemizle kazanılacaktır.

Genel Sağlık-İş olarak Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in çağrısı üzerine İstanbul’da Taksim Meydanı’nda, Ankara’da Güvenpark’ta ve ülkedeki tüm alanlarda olacağız.

YAŞASIN 1 MAYIS BİRLİK MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ!

YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE MÜCADELEMİZ!

YAŞASIN GENEL SAĞLIK-İŞ !

YAŞASIN BİRLEŞİK KAMU-İŞ !

Genel Sağlık-İş Merkez Yönetim Kurulu