Tabip Odaları ile Diş Hekimleri Odalarının Yetkilerinin Kaldırılacak Olmasını Kabul Etmiyoruz
Teklifin 11. Maddesi ile 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği’nin 5. Maddesinin birinci, ikinci, üçüncü fıkralarının kaldırılması teklif edilmektedir. Kaldırılması teklif edilen düzenleme şöyledir: “Madde 5 – Özel kurum ve işyeri tabipleri; çalıştıkları yerlerin sağlık hizmetlerinin başka bir yerde ikinci bir görev yapmalarına elverişli bulunduğu tabip odaları idare heyetince kabul edilmedikçe, her ne suretle olursa olsun, diğer bir kurum ve işyerinin tabipliğini alamazlar. Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüslerine ait kadrolarda çalışan tabiplere kurumlarınca verilecek ikinci görevler bu hükmün dışındadır. Tabip odaları idare heyetleri; tayin hususunda vakı müracaatları, iş hacmı, vazifenin Tabipler arasında adilane bir surette tevzii, hizmetin iyi yapılması ve benzeri sebepler dairesinde tetkik eder ve esbabı mucibeli bir karara bağlar.” Teklifin 21. maddesi ile 3224 sayılı Türk Diş Hekimleri Birliği Kanunu’nun 42. Maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları yürürlükten kaldırılması teklif edilmektedir. Kaldırılması teklif edilen düzenleme şöyledir: “Madde 42 – Özel kurum ve işyerinde görevli diş hekimlerinin bu görevlerini başka bir yerde de yapmaları, kayıtlı bulundukları Oda Yönetim Kurulunca kabul edilmedikçe her ne suretle olursa olsun, diğer bir kurum veya işyerinin diş hekimliği görevini alamazlar. Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüslerine ait kadrolarda çalışan diş hekimlerine, kurumlarınca verilecek ikinci görevler bu hükmün dışındadır. Oda Yönetim Kurulları, ikinci görev konusunda başvuruları iş hacmi, ikinci görevlerin diş hekimleri arasında adil şekilde dağıtılması, hizmetin iyi yapılması ve benzeri hususları da göz önünde bulundurarak inceler ve gerekçeli olarak karara bağlar.” Yürürlükten kaldırılması teklif edilen her iki düzenleme hem Türk Tabipleri Birliği’nin hem de Türk Diş Hekimleri Birliği’nin örgütsel yapısını, hekim planlamasını ortadan kaldırmaktadır. Teklif gerekçesinde de bir hekimin birden fazla yerde çalışması için Oda’sından izin almasının kaldırıldığı belirtilmektedir. Hem Türk Tabipleri Birliği hem de Türk Diş Hekimleri Birliği ülkemizin en önemli örgütsel yapılarından ikisidir. Bu şekilde örgütsel yapıyı ortadan kaldırmayı amaçlayan tekliflerin kabul edilemeyeceğini tüm tarafların bu değişikliğe karşı çıkması gerektiğini değerlendiriyoruz. Sonuç Olarak; AKP’li milletvekillerince TBMM Başkanlığı’na sunulan “Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi”, siyasi iktidarın sağlık çalışanlarına bakışını bir kez daha ortaya koymaktadır. Sağlıkta şiddet yasasını çıkartılması, mesleki yıpranma haklarının karşılanması, temel ücret ödemelerinde iyileştirme sağlanması, emeklilik koşullarının iyileştirilmesi gibi sorunlar olduğu gibi durmakta görmezden gelinmektedir. Sağlıkla ilgili yapılan her düzenleme, sağlık çalışanlarının birikmiş sorunlarının aşılması ve beklentilerinin karşılanması doğrultusunda olmalıdır. Konu sadece ve esas olarak Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişle birlikte gerekli yasal düzenleme mantığını aşmamaktadır. Yine yapılan düzenlemeler, vatandaşlarımızın aldıkları sağlık hizmetinin kalitesinin artırılması ve özellikle sağlık hizmetlerindeki dışa bağımlılık ve ekonomik krizlerden etkilenme düzeyinin kontrol altına alınmasına yönelik de hiçbir girişimi içermemektedir. Zekiye Bacaksız Genel Sağlık-İş Genel BaşkanıTORBA YİNE BOŞ!
TBMM Başkanlığı’na sunulan “Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin” Şiddetin Önlenmesi Yönünden Değerlendirmesi
Sağlık hizmetlerinin sunumundaki riskler, zorluklar ve tehlikeler tüm taraflar tarafından yakından bilinmektedir. Sağlık hizmeti riski bir yana son günlerdeki artan şiddet vakaları da göstermektedir ki sadece bir sağlık kuruluşunda görev yapmak bile potansiyel şiddet mağduru olmak için yeterlidir. Sağlık emekçileri özveri ile fedakârca ve cansiperane görev yaparken şiddet görmek istememekte, sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanların da hak ettikleri şekilde cezalandırılmasını talep etmektedirler.
Bu konuda caydırıcı cezaların ve soruşturma usullerinin yasalaşması beklenirken iktidar partisinin imzasıyla TBMM’ne sunulan torba yine boş çıkmıştır. Teklifin 24. Maddesi ile Türk Ceza Kanunu’na değil, 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’na Ek.12. maddesine ek bir fıkra eklenmesi düzenlenmiştir. Düzenlemenin yeri bile sağlık şiddetin önlenmesine araç olmayacağının açık göstergesidir. Bu düzenleme ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunundaki soruşturma usulünden farklı bir hüküm getirmeyen bir “soruşturma usulü” düzenlemesi yapılmıştır. Eklenmesi öngörülen madde şöyledir:
“Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sebebiyle kasten işlenen suçlardan şüpheli olanlar, kolluk görevlilerince yakalanır ve gerekli işlemleri yapılarak Cumhuriyet başsavcılığına sevk edilir. Cumhuriyet savcısı adli işlemleri tekemmül ettirir. Bu suçların soruşturmasında, kolluk tarafından müşteki, mağdur veya tanık olan sağlık personelinin ifadeleri işyerinde alınır. Bu fıkra hükmü, özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sebebiyle kasten işlenen suçlar hakkında da uygulanır.”
Sağlık çalışanlarının caydırıcı ceza beklentisi bir yana mevcut usul ve ceza sistemine de hiçbir faydası olmayan bir düzenleme TBMM’de görüşülecektir. İşlenen bir suçun nasıl soruşturulacağı Ceza Muhakemesi Kanununda düzenlenmiştir. Buna göre bir suçu soruşturmak Cumhuriyet Savcısının yetki ve sorumluluğundadır. Dolayısıyla Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenen soruşturma usulüne dahi bir katkısı olmayacak teklifin gereksiz olduğu değerlendirilmektedir. Teklifin bu haliyle yasalaşması halinde sağlıkta şiddetin önlenmesi için ne idari ne de cezai bir arpa boyu yol alınmamış olacaktır. Dağ fare doğurmuştur. Sağlık çalışanlarının haklı beklentisi karşılanmamış, şiddetin önlenmesi için cezai olarak hiçbir yaptırım getirilmemiştir. Bu haliyle teklif bize göre şimdiden yasalaşmadan “yok hükmündedir”.
Bir kez daha çağrımızı yineliyoruz. Akılla ortak paydada buluşan tarafların ortak iradeleri ile ortaya konulmamış hiçbir düzenleme sağlıkta şiddetin önlenmesi yolunu açmayacaktır. Gelin şiddetin mağdurlarını dinleyin, bizzat şiddete maruz kalmış ve nöbetlerini korku içinde tutan sağlık emekçilerinin sesine kulak verin. Meclise sunduğunuz içi boş kanun teklifini geri çekin ve yerine yaptırım içeren bir değişikliği en kısa zamanda yasalaştıralım. Yoksa korkumuz odur ki şiddet bitmeyecektir.