Ü
Y
E
L
İ
K

“Toplu Sözleşme İkramiyesi” Gaspını Yargıya Taşıdık

“Toplu Sözleşme İkramiyesi” Gaspını Yargıya Taşıdık “Toplu Sözleşme İkramiyesi” Gaspını Yargıya Taşıdık
6'ıncı Dönem Sözde Toplu Sözleşme görüşmelerinin sonunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından bizzat yapılan basın açıklamasında, “…sendika adı altında kurulan ama sendikal faaliyetler yapmayan, başka işlerle uğraşan, birtakım oluşumlar, merdiven altı yapılanmalar var.” şeklinde bir beyanat verilmiştir. Bu beyanatla yetinilmeyerek, 6. Dönem Toplu Sözleşme’nin 23. maddesi ile faaliyet gösterdiği hizmet kolundaki toplam kamu görevlisi sayısının yüzde 1’i kadar üyesi bulunmayan sendikaların üyeleri, toplu sözleşme ikramiyesinden mahrum bırakılmıştır. Söz konusu, 25.08.2021 tarih ve 31579 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2022 ve 2023 Yıllarını Kapsayan 6. Dönem Toplu Sözleşme’nin”, “Kamu Görevlilerinin Geneline Yönelik Mali ve Sosyal Haklar” başlıklı İkinci Kısmının, “Kamu Görevlilerinin Geneline Yönelik Toplu Sözleşme” başlıklı Birinci Bölümünün, “Toplu Sözleşme İkramiyesi” başlıklı, 23. maddesinin 1. fıkrası, “375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 4 üncü maddesinde yer alan “üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine” ibaresi, “kamu görevlisi sendikasının kurulu olduğu hizmet kolundaki sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az %1 ’inden fazla sendika üyesi kaydeden sendikalara üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine” şeklinde, “kırkbeş Türk Lirası” ibaresi “2119 gösterge rakamının memur aylık katsayısıyla çarpımı sonucu bulunacak tutarda” şeklinde uygulanır.” 23 . maddesinin 2. fıkrası, “Birinci fıkraya göre üye sayılarının tespitinde ödeme tarihi itibarıyla Resmî Gazetede en son yayımlanan “4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu Gereğince Kamu Görevlileri Sendikaları ile Konfederasyonların Üye Sayılarına İlişkin İstatistik Hakkında Tebliğ” esas alınır.” şeklindedir. 2 . fıkra içerisinde belirtilen Tebliğ metninde, “Sağlık ve Sosyal Hizmetler” kolunda faaliyet gösteren 41 sendikanın bulunduğu, fakat yüzde 1’lik şartın, yalnızca 3 sendika tarafından karşılandığı, bu şartı sağlayan sendikaların birçoğunun renginin ise “sarı” olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
  1. maddenin 1. ve 2. fıkraları;
  • Sendikal faaliyetleri ve örgütlenme özgürlüğünü yok saymaktadır.
  • Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kolunda faaliyet gösteren 38 sendikadan, rengi “sarı” olan sendikalara geçişi teşvik etmekte ve amaçlamaktadır.
  • Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kolunda faaliyet gösteren 41 sendikadan, yalnızca 3’ünü korumakta, 38 sendikadan, 3 sendikaya geçişin önünü açmakta, “Sendikalara serbestçe üye olunabileceğine” ilişkin Anayasa’nın 51. maddesini açıkça ihlal etmektedir.
  • Anayasa, Kanun, Uluslararası Sözleşme ve KHK içeriklerinin aksine bir hükmü, Toplu İş Sözleşmesi ile düzenlemektedir.
  • Anayasa’ya, 4688 sayılı Kanuna, Uluslararası Sözleşmelere ve 375 sayılı KHK’ya açıkça aykırıdır.
Belirtilen 23. madde düzenlemesinin, yasakçı ve kısıtlayıcı bir zihniyetin ürünü olması, bir hukuk devleti olan ülkemizdeki sendikal faaliyetleri ve örgütlenme özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikte olması ve Anayasa başta olmak üzere Kanun, Uluslararası Sözleşmeler ve 375 sayılı KHK’nın Ek 4. maddesine açıkça aykırı olması nedeniyle tarafımızca, Danıştay nezdinde dava açılarak 23. maddenin tamamen iptal edilmesi talep edilmiştir. 6'ıncı Dönem TİS Süreci; grev hakkının olmadığı bir TİS sürecinin ne ölçüde işlevsiz ve kurallar dışı işleyeceğinin son çarpıcı örneğini oluşturmuştur. Tarihte görülmemiş bir satışa imza atılan toplu sözleşmeden çıkan oranlar, neresinden tutarsanız tutun kamu çalışanları için tam bir hayal kırıklığıdır. Bu sendikaların bir şikâyeti değildir, her işyerinde her gün kamu çalışanları bu hayal kırıklığını konuşmakta ve mahkûm etmektedir. Bu sonuçtan ne yazık ki, sadece “sarayın sendikası” değil, sendikaların önemli bir bölümü de sorumludur. Örgütlenme pratiğinin görece fazla olduğu alanlardaki bir süredir zaten elden alınmış ve sanki bir kazanç gibi sunulmasına seyirci kalınmaktadır. Böyle bir toplu sözleşme düzenlemesinin ihdası fikrini ortaya koyanları ve bu sözleşmeyi, bu düzenlemeye rağmen imzalayanları kınıyor, tüm sorumluları istifaya davet ediyoruz. Hiç kimsenin gücünün, bu ülkenin Anayasası’nın üzerinde olamayacağı bilinciyle, Genel Sağlık-İş var oldukça, hiçbir hukuka aykırı düzenlemeye karşı sessiz kalınmayacağının teminatını bir kez daha göstermiş durumdadır. Öyle görünüyor ki, normalde hak edilmiş yaşam standartları ve anayasal örgütlenme hakları anlamsızlaştırılmış ve kamu çalışanları açısından mücadele süreci adeta, kamu sendikalarının kurulması dönemine yeniden dönüşmüş, “hak verilmez alınır” yaklaşımı bir kez daha can yakıcı bir önem kazanmıştır. Genel Sağlık-İş; bu süreçte kamu emekçilerinin mutlu ve umutlu geleceği için örgütlenme ve mücadeleyi yükseltmeye devam edecek ve içimizi yaralayan bu tabloyu ters yüz etmek için tüm kararlılığı gösterecektir. Tüzüğünde de yer aldığı üzere; Sendikamız Genel Sağlık-İş’in hedeflerinden birisi, “Üyelerinin ortak ekonomik, sosyal, kültürel, mesleki, sendikal, hukuksal ve özlük hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmektir.” Bu nedenle, belirtilen hedefimiz doğrultusunda, hukuka aykırı ‘sözde’ toplu sözleşme düzenlemesine karşı dava açarak, üyelerimizin hak ve menfaatlerinin bir kez daha korunduğu haberini, tüm üyelerimize ve bu düzenlemeye sessiz kalanlara, imza atanlara, rengi “sarı” olanlara gururla veriyoruz. Sendikamız Genel Sağlık-İş, hiçbir zaman yasakçı ve sağlık ve sosyal emekçilerinin haklarını gasp etmeye çalışan zihniyete geçit vermemiştir, bundan sonraki süreçte de vermeyecektir!  Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının her türlü hak mücadelesinde etkin rol oynayan, hukuka ve yasalara aykırı her türlü idari işlem ve yasal düzenlemelere karşı mücadele eden Genel Sağlık- İş çatısı altına davet ediyoruz. Gün çözülme günü değil, demokratik hak ve özgürlükler için hukuka aykırılıklara karşı birlikte mücadele günüdür! Zekiye Bacaksız Genel Sağlık-İş Genel Başkanı