TİCARİ SAĞLIK POLİTİKALARI SAĞLIKTA ŞİDDETİ TIRMANDIRIYOR
Gün geçmiyor ki, bir sağlık personeli şiddete maruz kalmasın. Sağlık çalışanları açısından artık bir karabasana dönen, çalışma koşullarının medyaya yansıyan kısmı ne yazık ki şiddet oluyor. Oysa çok iyi biliyoruz ki sağlıkta şiddet, sağlık politikalarının doğrudan bir sonucudur.
Sağlıkta şiddetin önlenmesi için alınacak önlemler hakkında açıklamada bulunan Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, "Personel sayısını artırarak acilleri personel açısından takviye ediyoruz. Pratisyen hekim ve acilde çalışacak olan uzman hekimlerimiz, acil uzmanlarımızın sayısını artırmaya çalışıyoruz. Bu konuda medyadan da yardım istiyorum." dedi.
Öncelikle Sayın Bakana hatırlatmak gerekir ki sağlık hizmetleri ekip hizmetidir. Sadece pratisyen hekim ve uzman hekim sayısında değil hemşire, ebe, ATT, paramedik, gibi birçok mesleklerde de sayısal olarak ciddi istihdam eksikleri vardır. Fazla mesai saatlerine bakıldığında bu eksiklik kısmen de olsa görülecektir.
Sayın Bakanın bu yaklaşımı belki bazı sıkıntıları giderebilir ama şunu çok iyi biliyoruz ki acillerde çalışan personel sayısı her arttığında acile başvurular da bir o kadar artmakta ve sorunlar bitmemektedir.
Sağlık politikalarından bîhaber, sağlık okuryazarlığı düzeyi düşük ve hakkını arayamayan çaresiz bireylerin hırsını en korunmasız olandan çıkarmaya eğilimli olması genel bir kuraldır. Sürekli "Halkını anlamayan ve onu küçük gören aydınlar"dan dem vuran politik çığırtkanlıkların kaçınılmaz bir sonucudur sağlıkta şiddet. Öfkeli insanların önüne, sağlık çalışanları itilmektedir.
Yine yapılan araştırmalar göstermektedir ki ülkemizde sağlık çalışanları, farklı meslek gruplarına göre 16 kat daha fazla şiddete uğruyor. Şiddeti kınamak ve ayıplamak şiddeti azaltmıyor.
Doğrudan hastanelere başvuruyu bir sağlık politikası olarak benimsetmeye çalışan iktidar politikaları, acile yığılmalara çözüm üretemez. "İstediğiniz her hastaneye gidebileceksiniz" şiarı ile pompalanan sağlık tüketimi, giderek daha fazla paralı hale geldikçe, ücretsiz hizmetin verildiği tek alana yönelik bir yığılma ortaya çıkarmaktadır.
Açıkçası, ne yazık ki ülkemizin sürüklendiği toplumsal atmosferde trajik bir durum yaşanmaktadır. Durum öyle bir noktaya gelmiştir ki iktidar tarafından "sağlıkta şiddet uygulayan teröristtir" denilmedikçe halkın konuyu ciddiye alması mümkün görünmemektedir.
Sağlıkta şiddetin önlenmesi için, hastalar daha fazla sağlık harcamasına itilmeden ZORUNLU SEVK ZİNCİRİ uygulamasına geçilmelidir.
"Kolayca sağlık hizmetlerine erişen" ama şifa bulamayan insanların öfkesini giderecek olan EŞİT, ÜCRETSİZ, NİTELİKLİ BİR SAĞLIK HİZMETİ verilmesidir.
SAĞLIKTA ŞİDDET YASASI ilgili tüm kurumların katılım ve önerileri alınarak bir an önce hayata geçirilmelidir.
Suçun işlenmeden önlenmesi çağdaş dünyanın bir gereğidir. Caydırıcı hukuki düzenlemeler derhal yürürlüğe sokulmalıdır.
GENEL SAĞLIK-İŞ olarak, sağlıkta şiddeti üreten her türlü zeminle mücadele edeceğimizi bir kez daha haykırıyor, sağlık emekçilerimizin üzerine çöken sağlıkta şiddet karabasanına karşı sağlık emekçilerini asla yalnız bırakmayacağımızı ilan ediyoruz.
Zekiye BACAKSIZ
Genel Sağlık-İş Genel Başkanı