Ü
Y
E
L
İ
K

Siyasi İktidar “Kadının Güçlendirilmesini” İstemiyor

Siyasi İktidar “Kadının Güçlendirilmesini” İstemiyor Siyasi İktidar “Kadının Güçlendirilmesini” İstemiyor
1857 tarihinde tekstil fabrikasında sadece daha iyi koşullarda çalışmak isteyen kadın işçilerin başlattığı grev şüpheli bir yangınla son bulmuş, 129 kadın işçi yangında hayatını kaybetmiştir. “Eşit işe eşit ücret” ve daha iyi koşullarda çalışmak isteyen kadınların anısına 8 Mart tüm dünyada “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak anılmaktadır. Aradan 163 yılda kadın hakları alanındaki ilerlemelere karşın, toplumsal cinsiyet eşitsizliği giderilememiştir. Dünyanın her yerinde kadınlar ayrımcılığa uğramakta, şiddete maruz kalmakta, çalışma hayatının dışında bırakılmakta, erkeklere göre daha az ücretle çalıştırılmaktadır. Ebedi Önderimiz Atatürk'ün öncülüğünde gerçekleştirilen Cumhuriyet devrimleri, Türk kadınının çalışma hayatında, toplumsal yaşamda ve siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olmasını sağlamıştır. Bugün örnek gösterilen batı ülkelerinden çok daha önce toplumda erkek ile eşit yer bulan Türk kadını; ekonomik, toplumsal, kültürel ve siyasal yaşamda hak ettiği yere ulaşamamıştır. Kadınlarımız evde, işte, sokakta ayrımcılığa, baskı ve şiddete maruz kalmaktadır. Kadın hak ve özgürlükleri konusunda son yıllarda yaşanan üzücü gelişmeler; siyasi iktidarın kullandığı politik dilden bağımsız düşünülemez. Siyasi iktidar, “toplumda kadının güçlenmesi ve kadın erkek fırsat eşitliğinin sağlanmasına” yönelik adımlar atıldığını ifade etse de; iktidarın bu söyleminin kalkınma ve eylem planlarında karşılığı bulunmamaktadır. Siyasi iktidarın “toplumda kadının güçlenmesi” söylemindeki samimiyetsizliği, iktidarın hazırladığı üç belge ve üç örnek üzerinden ortaya koyabiliriz. (On Birinci Kalkınma Planı (2019-2023), 2020 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı, Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2018-2023) )
  • On Birinci Kalkınma Planı’nda (2019 – 2023) 2023 İçin Türkiye’nin Kadın İşgücüne Katılım Oranı Hedefi %38,5. Avrupa Birliği’nin 2020 Yılı Kadın İstihdam Hedefi %75.
Türkiye Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan On Birinci Kalkınma Planı’nda  (2019 – 2023) 2023 için Türkiye’nin kadın işgücüne katılım oranı hedefi %38,5 iken, üyesi olmayı hedeflediğimiz Avrupa Birliği’nin 2020 yılı kadın istihdam hedefi %75’tir. 2018 yılında kadınlar için en yüksek istihdam oranları İsveç'te % 80.4 ve İzlanda'da % 83.2 bulunurken, en düşük kadın istihdam oranları Yunanistan'da % 49.1 ve İtalya'da % 53.1 kaydedildi.  Üstelik 2023 yılı için hedef gösterilen 38,5 katılım oranı resmin genelini göstermemekte, istihdamın kalitesi hakkında bilgi vermemektedir. Kadınlar erkeklerden daha az kazanmakta ve ev işi gibi korunmasız işlerde çalışmaktadır. Kadınların daha iyi işlerde ve daha iyi ücretlerde istihdamı konusunda bir yol alınamamıştır. Kadınların işgücüne katılımı, büyüme ve kalkınmanın önemli bir itici gücüdür. Kadın emeği kalkınmanın, ulusumuzun aydınlık geleceğinin anahtarıdır.
  • 2020 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda Kadın Üniversiteleri Ayrımcılığı
Bir diğer belge olan 2020 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda Japonya örneği incelenerek sadece kadın öğrencilerin kabul edildiği kadın üniversitelerinin kurulacağı ifade edilmektedir. Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’nde, Türkiye 153 ülke arasında 130. sırada yer almaktadır.  Dünyanın en güçlü 3. ekonomisine sahip Japonya ekonomik gelişmişliğinin tersine Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’nde 121. sıradadır. Dolayısıyla toplumsal cinsiyet eşitliği açısından Türkiye gibi son sıralarda yer alan Japonya’daki kadın üniversiteleri uygulamasını gelişmişliğin göstergesi olarak sunmak kabul edilemez. Yalnızca kadınların gidebildiği üniversiteler, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini azaltmak bir yana, var olan toplumdaki eşitliksiz yapıyı pekiştirecektir. Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için gereksinim duyduğumuz öncelik kadınlara özel üniversiteler kurmak değil,  önce zihniyet sonra davranış değişikliğini yaratmaktır.
  • Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nın (2018-2023) Diyanet’te Karşılığı Yok
Zihniyet değişikliği yaratmanın öncelikli yolu ise eğitimden geçmektedir. Ancak bu konuda da siyasi iktidar büyük bir samimiyetsizlik içindedir. Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2018-2023) baktığımızda kurulan büyük cümlelerin karşılığının olmadığı görülmektedir. Planda “Strateji 2” olarak “Kız çocuklarının ve kadınların eğitime kayıt, devam ve tamamlama oranlarının arttırılması.” ifade edilmiştir.  Stratejinin “Faaliyetler” başlığı altında “Hutbe ve vaazlarda kız çocukları ve kadınların eğitimi konusuna yer verilerek bilinç ve farkındalık artırılacaktır.” denilmiştir.  Faaliyetin performans göstergesi olarak “Kız çocukları ve kadınların eğitimi konusunda verilen vaaz ve hutbe sayısı" gösterilmiştir. Faaliyetin sorumlu kurumu olarak belirtilen Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2019 yılı hutbeleri incelendiğinde böyle bir başlık ya da içeriğe rastlanmamıştır. Bu üç belge - üç örnek, siyasi iktidarın cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesine yönelik politikalar üretemediğinin kanıtıdır. Kadınların siyasal, toplumsal ve ekonomik hayattaki tüm karar alma süreçlerinde yer alması, kadına yönelik bedensel ve ruhsal şiddetin sona ermesi, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesi siyasi iktidarın sorumluluğudur. Ancak kadınların kendi sorunlarına sahip çıkmaları gerekmektedir. Toplumdaki cinsiyet eşitsizliğinin tüm etkileri ile mücadele eden sağlık hizmeti sunumunda çalışan kadınların, çalışma hayatında karşılaştığı sorunlar da katlanarak büyümektedir.  Hizmetin 7/24 devamlılık gerektirdiği sağlık kuruluşlarında yoğun iş yükü, uzun çalışma saatleri ve nöbet uygulaması, aynı zamanda anne olan kadın sağlık çalışanını, yoğun stres ile karşı karşıya bırakmaktadır. Sağlık çalışanları “öğle tatili” veya “dinlenme molası” dahi kullanamamaktadırlar. Anayasal bir hak olan “dinlenme hakkından” bile mahrum bırakılan sağlık çalışanı kadınların en büyük sorunlarının başında kreş sorunu gelmektedir. Şehir merkezlerindeki hastanelerin tek tek kapatılarak Şehir Hastanelerinin açılmasıyla beraber sağlık çalışanları kreş sorunu ile karşı karşıya bırakılmıştır. Şehir hastanelerini dayatan iktidar, çalışanın en temel sorununa bile çözüm üretmekten yoksundur. Siyasi iktidar, görevlendirdiği memuru için çocuk bakım hizmetleri vermekle yükümlüdür. HEP BİRLİKTE #DEĞİŞTİREBİLİRİZ Eşit hak ve özgürlüklere sahip çıkmanın yolu laik Cumhuriyete sahip çıkmaktan geçtiği inancı ile başta Sendikamız Genel Sağlık-İş ve Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’e bağlı sendikalarımızın üyesi emekçi kadınlar olmak üzere tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutluyoruz. Zekiye Bacaksız Genel Sağlık-İş Genel Başkanı