Konfederasyonumuz Birleşik Kamu İş ve
konfederasyona bağlı sendikalarımızın Merkez Yönetim Kurulu üyeleri ve il
temsilcileriyle beraber TBMM Çankaya Kapısı önünde yıllardır istikrarlı biçimde
sürdürülen yanlış ekonomi politikalarını ve 2025 yılı bütçesini protesto etmek
amacıyla düzenlenen basın açıklamasında Sendikamız Genel Sağlık-İş Genel
Başkanı Derya Uğur, Denetleme Kurulu üyemiz Deniz Aslan Şenkal ve Ankara il
yönetimimiz de yer aldı.
Açıklamanın tamamı için;
HÜKÜMETİN HAZIRLADIĞI 2025 BÜTÇESİ BİR PİŞKİNLİK
BELGESİDİR!
Yıllardır
sürdürülen yanlış ekonomi politikaları nedeniyle derin bir ekonomik kriz
yaşayan ülkemizde 2024 yılı, halkın büyük çoğunluğu için kâbus gibi geçmiştir.
Hükümetin 2025
yılı için hazırladığı bütçe yaraya merhem olmak yerine ne yazık ki önümüzdeki
yıl da yoksulun daha yoksul zenginin daha zengin olacağı bir bütçe olmuştur.
Çalışan nüfusun
yüzde 40’ının asgari ücret aldığı, yüzde 70’inin aldığı ücretin de asgari
ücretin biraz üstü olduğu işsizliğin kol gezdiği, en temel ihtiyaçların bile
lüks olduğu, kamuda çalışanların ay sonunu getiremediği ülkemizde, 2025 yıl
için hazırlanan bütçede halkın durumu tamamen görmezden gelinmiştir.
2025 yılı
bütçesine genel hatlarıyla bakacak olursak:
• 2025
bütçesinde vergi gelirlerindeki yıllık artış yüzde 46'dan fazladır.
• Asgari ücret
başta olmak üzere tüm ücretlerin %17,5’lik enflasyon hedefine göre yapılacağı
yeni bütçede,
• hükümet kendi
söylediğine bile inanmadığını rakamlarla ortaya koymaktadır.
• 2023 yılında
674 milyar TL olan faiz harcamaları gelecek yıl 2 trilyon TL’yi bulacaktır.
•
• Faiz ödemeleri
için daha fazla vergi toplanacaktır.
• Maliyetler
yükselecektir.
• Yatırım
harcaması bulunmayan bütçede,
• Enflasyonla
mücadele adına elle tutulur hiçbir madde yoktur.
• Bütçeye göre
“cebimizden 5 kuruş çıkmayacak” söylemiyle yandaşlara yaptırılan yap-işlet-devret
projeleri için yine halkın serveti yandaşlara akıtılacaktır.
• 2025’te
otoyol, köprü geçişleri ve şehir hastaneleri için bütçeden 202,3 milyar TL
harcanacaktır.
• Bu rakam 2025
yılı tahmini dolar kuruyla ortalama 5 milyar dolardır!
• Hayat
pahalılığından şikâyet eden yurttaşa “Dolarla mı maaş alıyorsunuz?” diye
çıkışan
zihniyet,
• Yandaşlarına
bu sene de dolarla servet akıtacaktır.
• Babasından
kalan mirasları satıp savuran hayırsız bir evlat gibi,
• Yıllardır
özelleştirme adı altında devlet kaynaklarını sermayeye peşkeş çeken hükümet,
• 2025’te bu
satışlar için de vites arttırmaktadır.
•
Özelleştirmeler sonrasında özel sektörün elektrikteki payı yüzde 80'e
yükselmişken,
• Şimdi de
Türkiye Elektrik İşletmeleri AŞ’ın planlanan satışıyla son darbe
indirilecektir.
• Bu üretmeden
satan zihniyet nedeniyle yurttaş daha da fahiş faturalar ödemek durumunda
kalacaktır.
• 2025 bütçesi
çerçevesinde satılmayı bekleyen limanlar ise şunlardır:
•
Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı,
• Çanakkale
Gökçeada Kuzu Limanı,
• Tekirdağ
Çeşmeli Liman Sahası.
• Yani AKP bu
yıl da halkın mirasını satıp günü kurtaracak,
• O mirasın
sahibi olan halka da ancak öldürmeyecek kadar bir gelir dağıtacaktır.
• Sermayenin
teşvik ve vergi aflarıyla,
• Piyasa
denetimsizliğiyle daha da büyüyeceği 2025’te
• Çalışan nüfus
için hiçbir iyileştirme öngörülmediği için yoksul ile zengin arasındaki uçurum
daha da
derinleşecektir.
• Küresel Servet
Raporu’na göre Türkiye’de 2008-2023 yılları arasında kişisel servet %1708
artmıştır.
• Bu rapora göre
ülkemiz, gelir eşitsizliğinde dünya birincisidir.
• Aynı rapora
göre gelecek 5 yılda dolar milyoneri sayısının %43 artması beklenmektedir.
Sadece 2023
yılında servet büyümesi %158’dir.
• Yani hükümetin
“17 çeyrek boyunca ekonomimiz aralıksız olarak büyümüştür” söylemi sadece
kendi ve
yandaşları için geçerlidir.
• Bir ülke
halkının geliri, refahı büyümeden büyüyemez!
• Yeni bütçe de
bu kaçınılmaz gerçek bile yine görmezden gelinmiştir.
Birleşik Kamu-İş
olarak altını çiziyoruz:
Bütçede;
Enflasyonla
mücadele,
Döviz
kurlarındaki fırtınalar için önlemler,
Anayasal bir hak
olan barınmanın dahi lüks olmasına karşı bir program,
İyileştirici
sosyal yardımlar,
Özel sektöre
yeni bir denetim sistemi,
Kamuda terazisi
bozulan işçi-memur gelir dengesine dair bir düzenleme yoktur.
“Vatandaşımızı
enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz” söylemleriyle hazırlanan bu bütçe,
Makul bir
ekonomik rota değil bir pişkinlik belgesidir.
Emeğiyle
çalışanın geçinemediği,
Çalışamayanın iş
bulamadığı,
Ne istihdamda ne
eğitimde olan genç sayısında dünyada ikinci olan,
18-25 yaş
aralığındaki her iki gençten birinin yurtdışında yaşamanın hayalini kurduğu,
İnsanımızın
başını sokacak bir çatı ve önüne koyacak bir kap yemek için Avrupa’nın en uzun
Mesai
saatleriyle çalıştığı ülkemizin yeni yıl için hazırlanan bütçesi, olsa olsa
emekçiye ve
Yoksul halka
vurulan son darbedir.
2025 yılı için
hazırlanan bu bütçede
Emek düşmanı ve
ekonomi cahili hükümet kadar
Bir yalan
makinesi gibi çalışan TÜİK’in,
Toplu görüşmeler
sırasında emekçinin alın terini peşkeş çeken sarı sendikaların,
Bu ülkenin
insanını sadece ucuz işgücü olarak gören gözünü kar hırsı bürümüş sermayenin de
payı büyüktür.
Biz ise tarihsel
sorumluluğumuzu sırtlanarak tam karşılarında duracağız!
Bizim için son
damla niteliği taşıyan, bu emekçi düşmanı bütçeye karşı mücadele edeceğiz!
İçinde halkın,
Halkın
sorunlarının,
Yaşamın
gerçeklerinin,
Ekonominin
gerçek halinin olmadığı bu bütçeyi, bu pişkinlik belgesini tanımıyoruz!
Haklarımızı
istiyoruz,
Ve söke söke
alacağız!