Ü
Y
E
L
İ
K

Sağlıkta Şiddeti Önlemeyi Amaçlayan Teklif Yine Eksik Olup Yeri Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu Değil Türk Ceza Kanunu Olmalıdır.

Sağlıkta Şiddeti Önlemeyi Amaçlayan Teklif Yine Eksik Olup Yeri Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu Değil Türk Ceza Kanunu Olmalıdır. Sağlıkta Şiddeti Önlemeyi Amaçlayan Teklif Yine Eksik Olup Yeri Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu Değil Türk Ceza Kanunu Olmalıdır.
Ek Madde 12 – (Ek: 2/1/2014-6514/47 md.) Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100 üncü maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında tutuklama nedeni varsayılan suçlardandır. Kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sebebiyle işlenen 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan kasten yaralama (madde 86), tehdit (madde 106), hakaret (madde 125) ve görevi yaptırmamak için direnme (madde 265) suçlarında;
  1. İlgili kanunlara göre tayin olunacak ceza yarı oranında arttırılır.
  2. Türk Ceza Kanunu’nun 51 nci maddesinde düzenlenen hapis cezasının ertelenmesi ve Ceza Muhakemesi Kanununun 231 nci maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümleri uygulanmaz.
Şiddetin vuku bulduğu sağlık kuruluşunda, faile veya yakınına mağdurun verdiği hizmeti verebilecek başka bir sağlık personeli bulunması halinde hizmet diğer personel tarafından verilir. Özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personel, bu görevleriyle bağlantılı olarak kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun uygulanmasında kamu görevlisi sayılır. (Ek fıkra:15/11/2018-7151/21 md.) Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sebebiyle kasten işlenen suçlardan şüpheli olanlar, kolluk görevlilerince yakalanır ve gerekli işlemleri yapılarak Cumhuriyet başsavcılığına sevk edilir. Cumhuriyet savcısı adli işlemleri tekemmül ettirir. Bu suçların soruşturmasında, kolluk tarafından müşteki, mağdur veya tanık olan sağlık personelinin ifadeleri işyerlerinde alınır. Bu fıkra hükmü, özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sebebiyle kasten işlenen suçlar hakkında da uygulanır. DEĞERLENDİRME: Sağlıkta şiddetin önlenmesini içeren ve AKP ve MHP tarafından TBMM’ne sunulan yasa teklifi 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun Ek Madde 12. Maddesine eklenmesi amaçlanmaktadır. Teklifin bu haliyle yasalaşması halinde 3359 sayılı yasanın Ek Madde 12’si yukarıda belirtilen hale gelecektir. Buna göre; 1-) Kamu veya özel sağlık kuruluşlarında görevli sağlık personeline görevlerinden dolayı işlenen bazı suçlarda (kasten yaralama, tehdit, hakaret, görevi yaptırmamak için direnme) verilecek nihai cezanın ½ oranında arttırılarak verileceği düzenlenmektedir. Bu düzenleme ile bir sağlık personelinin kasten yaralanması halinde ve kanunda belirtilen şekilde işlenmesi (örneğin silahla) halinde TCK’na göre tespit edilen ceza bu kanuna göre ½ oranında arttırılacaktır. 2-) Bu düzenleme ile suçun faili hakkında TCK 51. Maddesindeki erteleme ve CMK 231. Maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması ( 5 yıl süre ile) hükümleri uygulanmayacak ve verilen ceza 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun gereğince doğrudan infaz edilecektir. 3-) Bu teklifte en dikkat çekici nokta ise sağlık personeline karşı suç işleyen fail veya yakınlarının aynı sağlık kuruluşundan hizmet almaya devam edecek olmasıdır. Yani bir hastanenin acil servisinde bir sağlık personelini kasten yaralayan kişiye aynı sağlık kuruluşunda sağlık hizmetinin başka bir sağlık personeli tarafından verilmesi gerektiğinin düzenlenmesidir. Buradan şu sonuca ulaşmak da mümkündür: bu hizmeti verecek başka bir sağlık personeli yoksa (örneğin küçük bir ilçe devlet hastanesinde tek bir nöbetçi hekim varsa) bu durumda faile veya yakınına sağlık hizmetinin verilemeyecek olmasıdır. Ancak burada acil durumlarda ne olacağının düzenlenmemiş olması bir eksikliktir. Bir diğer konu ise sağlık personeline şiddet uygulayan kişinin durumu acil değilse aynı sağlık kuruluşundan sağlık hizmeti almaya devam edecek olmasıdır. Bu durumun yani suçun failinin sağlık personeline şiddet uyguladıktan sonra aynı sağlık kuruluşundan hizmet almasının da (örneğin belirli bir süre) engellenmesi yerinde bir düzenleme olurdu. Özellikle aile sağlığı merkezlerinde bu durum ile karşılaşan aile hekimi veya aile sağlığı çalışanları bulunmaktadır. Yakın zamanda İzmir’de gerçekleşen olayda aile hekimine şiddet uygulayan kişi, daha sonra aile sağlığı merkezine gelerek bu kez yargılama sırasında aleyhine tanıklık yapan aile sağlığı çalışanına şiddet uygulamıştır. Bu türden olayların ve husumetin devamının engellenmesi için sağlık personeline kendisine şiddet uygulayan ya da diğer suçları işleyen kişiye sağlık hizmeti verme zorunluluğunu kaldıran bir düzenleme yapılması gerekir. Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği’nin 8/2. fıkrasında bu yönde bir düzenleme olmakla birlikte bu düzenlemenin tüm sağlık kurum ve kuruluşları için de genişletilmesi gerekir. 4-) Sağlık çalışanlarına şiddet ile ilgili bu düzenlemenin “yeri” de bir başka tartışma konusudur. Ülkemizde suç ve cezalara ilişkin hükümler genel olarak Türk Ceza Kanunu’nda, diğer usul hükümleri ve tedbirlere (gözaltı, tutuklama gibi) ilişkin düzenlemeler ise Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenmiştir. Mevcut 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun Ek Madde 12’sinde tutuklamaya ilişkin düzenleme bulunmaktadır. Sağlık çalışanına karşı işlene kasten yaralama suçu tutuklamayı gerektirmesine rağmen yukarıda belirtilen olayda aile sağlığı çalışanını aile sağlığı merkezine gelerek kasten yaralayan kişi karakoldaki ifadesinden sonra serbest bırakılmıştır. İşte bunun bir sebebi de kanuni düzenlemenin Ceza Muhakemesi Kanunu yerine tamamen alakasız bir kanun içine konulmuş olmasından kaynaklanmaktadır. Yapılması gereken 3359 Ek Madde 12 yerine bu tür düzenlemelerin hepsinin Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu içinde yer almasıdır. Ceza ve tedbirlerin her mesleğe özgü özel kanunlarında düzenlenmesi yerine genel nitelikli Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yer alması uygulayıcıların işini de kolaylaştıracaktır. Aksi halde şiddet sonrasında tutuklama tedbirinde olduğu gibi yasada düzenleme olmasına rağmen uygulanmayan hatta bilinmeyen bir hükümden öte gitmeyecektir. Sonuç olarak; a-) Sağlıkta şiddetin önlenmesi adına cezaların arttırılması yanında bu hükümlerin uygulayıcılarının kanun hükümlerini hayata geçirmesi gerekmektedir. Bu nedenle bu düzenleme 3359 sayılı yasaya değil, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na eklenerek yapılmalıdır. b-) Şiddet uygulayan ya da sağlık çalışanına karşı kanunda belirtilen diğer suçları işleyen kişinin o sağlık kuruluşundan belirli bir süre, suç mağduru hekimden ya da sağlık çalışanından ise sağlık personeli istemediği sürece hiç hizmet alamaması yönünde bir düzenleme yapılmalıdır. c-) Bu yasanın görüşülmesi sırasında Genel Sağlık-İş olarak TBMM’ne sunulmak üzere hazırlamış olduğumuz teklifin göz önünde bulundurulması faydalı olacaktır. Zekiye Bacaksız Genel Sağlık-İş Genel Başkanı