Sağlık Emekçileri Arasında Yapılan “Ayrımcılığı” Kınıyor, Bu Zihniyete Karşı İş Bırakıyoruz!
“Kamu görevlisi pratisyen hekim, uzman hekim ile diş hekimlerinin gösterge rakamlarının yükseltilerek, emekli aylıklarına zam yapılması ve görevlerine devam ederlerken maaşlarına zam yapılması” hususlarında kanun teklifleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilmiştir.
Söz konusu, kanun teklifleri, kamuoyuna, sağlık çalışanlarına “büyük bir lütuf” yapılmış gibi duyurulmuştur. Oysaki söz konusu kanun tekliflerinin içeriği ve Sağlık Bakanı’nın açıklamaları dikkate alındığında, devlet yönetim anlayışı ile bağdaşmayan büyük bir ayrımcılığa imza atıldığı görülmektedir. Elbette ki, sağlık hizmetlerinin sunumunda “pratisyen hekim, uzman hekim ve diş hekimi” çok önemlidir. Fakat sağlık hizmetinin sunumunda “ebesinden hemşiresine, hasta bakıcısından teknikerine” birçok ekip üyesi yer almaktadır. Hekimler kadar sağlık hizmetinin sunumunda yer alan tüm sağlık personeli de birer meslek mensubudur. Sağlık hizmetlerinin sunumu, bir ekip işidir. Her bir ekip üyesi ayrı ayrı değerlidir. Söz konusu kanun tekliflerinin içeriği ile Bakan açıklaması, sağlık çalışanlarını ayrıştırmakta, iş barışını bozmakta, sağlık çalışanlarının huzurunu kaçırmaktadır.
Kabul edilen kanun teklifleri ile yapılan iyileştirmelerin, “günümüzün ekonomik koşullarında”, hekimlerin hak ettiği yaşam koşullarını sağlamaktan uzak olduğu hususuna da ayrıca dikkat çekmek isteriz. Hekimlerin hak ettiği yaşam koşullarını sağlamaktan uzak, fakat kamuoyuna büyük bir lütufmuş gibi lanse edilen iyileştirmelerin içerisinde yalnızca “pratisyen hekim, uzman hekim ve diş hekimlerine” yer verilmesi, hekim dışı sağlık çalışanlarına hiçbir iyileştirme yapılmaması, emeklilikle ilgili yalnızca “Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nda” değişikliğin kabul edilerek, Bağkur ve SSK’dan emekli olan “hekimlerin” uygulama dışarısında bırakılması, “ayrımcılık” niteliğinde olup, Anayasa’yı ihlal etmektedir.
Ne yazık ki “ayrımcılık ve ayrıştırıcılık” siyasi iktidarın fıtratlarında vardır. Sağlık hizmetlerinin sunumu bir ekip işidir. Ayrımcılık kabul edilemez. Bu çağda, bu anlayış ile devlet yönetimi kabul edilemez. Kameralar önünde, Sağlık Bakanı’nın, belirtilen kanun tekliflerine istinaden zam ve emekli aylıklarına ilişkin açıklama yaparken, Cumhurbaşkanı tarafından ısrarla “ne söyledi?”, “hepsi bu kadar mı?”, “para pul söylemedi mi?” şeklinde sorularla karşılaştığı ve bu sorulara cevaben “söyler miyim efendim, siz izin vermeden söyler miyim?” şeklinde yanıt verdiği görülmüştür. Ayrımcılığa imza atan kanun tekliflerini kamuoyuna duyururken dahi özerk ve bağımsız olamayan, kameralar önünde bir çocuk gibi azarlanan ve adeta kulağı çekilen, talimat olmadan hareket etme yeteneğini kaybetmiş bir Sağlık Bakanı’nın, sağlık çalışanları için adil, adaletli ve vicdani bir karar verip, bu doğrultuda bir düşünce sergileyerek, tüm sağlık çalışanlarını birleştirici bir karar vermesi beklenemez!
Sağlık çalışanları, Bakan’dan ayrımcılık değil, bütünlük, birlik, dirlik ve dik duruş beklemektedir. 657 sayılı DMK’nın 10. maddesi, “amirin, memurları arasında ayrım yapmasını” yasaklamıştır. Ancak Sağlık Bakanı dahi sağlık çalışanları arasında ayrımcılık yaparak, büyük bir gafa ve çelişkiye imza atmıştır.
Gece gündüz, kar kış, pandemi demeden, özveri ile tüm ülkeye 24 saat sağlık hizmeti sunan tüm sağlık emekçileri, onurlu bir yaşam ve emeklilik sürecekleri maaş talep etmektedirler. Günümüzün ekonomik koşullarında, yalnızca kanun tekliflerine dahil edilen değil, tüm sağlık emekçilerinin maaşları her geçen gün erimektedir. Sağlıklı bir nefesin bedeli yoktur! Sağlık emekçileri, tüm ülkenin vatandaşlarına o sağlıklı nefesi aldırmak için cansiparane uğraşmaktayken, artık kendi alabilecekleri bir nefesleri kalmamıştır. Borç bini aşmış, sağlık emekçilerinin huzuru kalmamıştır. Yoksulluk sınırını geçip açlık sınırına yaklaşan sağlık emekçilerinin maaş ve diğer haklarının bir an önce hak ettikleri yere çıkarılması gerekmektedir.
Sağlık Bakanını, sağlık çalışanları arasında “ayrımcılık yapmaktan” men ederiz. Yapılan iyileştirmeler tüm sağlık çalışanlarına yapılmalıdır. Sağlık Bakanı, ya sağlık çalışanları arasında ayrımcılık yapmaktan vazgeçmeli ya da bu eylemlerinde devam etmekte kararlı ise, acilen istifasını sunmalıdır.
Genel Sağlık-İş olarak; Sağlık Bakanını, sağlık hizmetlerinin bir ekip işi olduğunu düşünmeye davet ediyor, “Sağlık Bakanı” olmasına rağmen sağlık emekçileri ile ilgili kararları almak ve açıklamak için talimat beklemesi, “lütuf” olarak lanse edeceği bir haberi verirken dahi “bir çocuk gibi azarlanmayı normal karşılaması” nedeniyle sağlık emekçilerinin haklarını koruyamayan ve koruyamayacağı açık olan Sağlık Bakanı’nı istifaya davet ediyoruz. Sağlık Bakanı “sağlığa” kendisi bakamamakta, belli ki, eylem ve söylemleri başkalarının “bakış ve talimatlarına” dayanmaktadır. Genel Sağlık-İş, bu ayrımcılığa sessiz kalmayacak, acil sağlık hizmetlerini aksatmamak üzere 6 Aralık 2021 günü ülke genelinde bir günlük iş bırakma eylemleri yapılacak, sağlık emekçilerinin seslerini sonuna kadar duyurmak için her daim sağlık emekçilerinin yanında olmaya devam edecektir. Tüm sağlık emekçilerini, bu ayrıştırıcı zihniyete karşı, Genel Sağlık-İş çatısı altında birleşmeye davet ediyoruz.
Derya Uğur
Genel Sağlık-İş Genel Başkanı
İş bırakma kararı için tıklayınız