Sağlık Çalışanlarının Meslek Hastalıkları Kapsamında Özlük Hakları Korunmalı
COVID 19 ölümlerinin DSÖ kodlarına göre raporlanmaması, Türkiye’de COVID-19 ölüm sayılarının az gösterilmesine yol açmakta, bu da pandemi ile mücadeleyi zafiyete uğratmaktadır. Ayrıca güvenirliği düşük test verileri üzerinden vaka ve ölüm bildirimi yapılması da bilimsel bir yaklaşım değildir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) COVID-19 pandemisi sırasında ölüm kayıtları için iki farklı uluslararası kod önermektedir. Test ile kanıtlanmış vaka: U07.1 ve klinik bulgu ile tanımlanmış vaka: U07.2
DSÖ’nün önerdiği kodların Türkiye’de ölüm bildirim sisteminde karşılığının farklı olması nedeniyle, bu kodların Türkiye’de kullanılamayacağı belirtilmektedir. Türkiye’de ölüm bildirim sisteminde U07.1 kodunun karşılığı MERS, U07.2 kodunun karşılığı ise Avian İnfluenza Enfeksiyonudur.
Türkiye’de COVID-19 pandemisi sırasında ölüm kayıtları için temel olarak test ile tanımlanmış ya da tanımlanmamış vakalar için kodlama yapılmaktadır. Sağlık Bakanlığı, bu kodlama sistemini yaparken, semptom, temas-maruziyet durumunu esas almaktadır. Test sonucuna bakmaksızın klinik durumuna göre “Ana Tanı” kodu belirtilmektedir. Bunun yanı sıra iki tane “Ek Tanı” kodu yer almaktadır. Bakanlığın kullandığı Covid-19 kodu bu ek tanıların içinde yer almakta ve test pozitifler için U07.3 kodu girilmektedir. Bu kod açıklanan vaka ve ölüm sayılarında kriter olarak alınmaktadır.
Sağlıklı raporlama ve karşılaştırma için COVID-19 ölümlerinin Dünya Sağlık Örgütü kodlarına göre raporlanması gerekmektedir. COVID-19 ölümlerinin DSÖ kodlarına göre raporlanmaması COVID-19 ölüm sayılarının az gösterilmesine yol açmakta, bu da pandeminin ülkemizdeki etkilerinin tam olarak belirlenememesine neden olmaktadır. Vaka ve ölüm sayıları bizden fazla görünen birçok ülke DSÖ’nün kriterlerini kullanarak bildirim yapmakta ve bu nedenle sağlık sistemi en güçlü olan Almanya’nın bile ölüm oranları Türkiye’nin çok üzerinde görünmektedir.
Covıd 19’a bağlı ölüm rakamları konusunda bir başka konu ise testlerin güvenirliği noktasındadır. Zira PCR testleri hastalığın başlangıç evrelerinde % 75 çıksa da ilerlediği evrelerde bu oran % 45’lere kadar düşmektedir. Yani bu testlerin güvenirliği bu kadar düşük iken sadece test verileri üzerinden vaka ve ölüm bildirimi yapılması bilimsel bir yaklaşım olmayacaktır.
Genel Sağlık-İş olarak COVID-19 ölümlerinin Dünya Sağlık Örgütü kodlarına göre raporlanması konusunda ısrarcıyız. Gerçek veriler ışığında yapılacak mücadelenin planlanması ve mücadelenin daha etkin olması açısından oldukça önemlidir. Ayrıca COVID-19 tanısı konulan sağlık çalışanlarının hastalığının iş kazası/meslek hastalığı olarak kabul edilmesi sağlık çalışanları için bir haktır. Ancak, COVID-19 ölümlerinin Dünya Sağlık Örgütü kodlarına göre raporlanmaması sağlık çalışanlarını da mağdur etmekte; özlük haklarında oldukça önemli kayıplara neden olmaktadır.
Zekiye Bacaksız
Genel Sağlık-İş Genel Başkanı