Sağlık Çalışanları Ölüyor, Seslerini Duyan Olmuyor…
Yoğun iş yükü ve uykusuz nöbetler genç bir doktorun yaşamına mal olurken, Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde de sağlık çalışanları hasta yakınları tarafından şiddete uğramıştır. Hayatları pahasına hizmet üreten sağlık çalışanları, yoğun iş yüküne maruz kalmakta, şiddete uğramakta, uzun nöbetler sonrası can vermektedir. Personel açığı bir an önce kapatılmalı, çalışma koşulları iyileştirilmeli, sağlıkta şiddete son verecek düzenlemeler ivedilikle hayata geçirilmelidir.
Ankara Şehir Hastanesi’nde görevli asistan doktor Rümeysa Şen, hastanedeki nöbetinin ardından evine giderken kullandığı araçta trafik kazası sonucu hayatını kaybetmiştir. Genç doktorun hayatına mal olan kaza; asistan hekimlerin maruz kaldığı yoğun iş yükü ve 36 saat uykusuz nöbetlerin ağır sonuçlarını bir kez daha acı bir şekilde gözler önüne sermiştir.
Sağlık hizmetlerinin 24 saat kesintisiz yürümesi ancak yeterli personel olmaması sebebiyle asistan hekimler 36 saat çalıştırılmaktadır. Yoğun iş yüküne maruz kalan asistan hekimler, çoğu zaman biyolojik ihtiyaçlarını bile ertelemek zorunda kalmaktadır. Eğitiminin bir parçası olarak hizmet veren, aslında yalnızca öğrenmekle sorumlu olan asistan hekimler, hizmet veren yeterli sayıda uzman hekim olmaması sebebiyle uzun ve kesintisiz çalışma saatlerine maruz kalmaktadır.
Nöbetten çıkan bir sağlık çalışanının nöbet sonrası uykusuz bir şekilde poliklinik yapması, hatta ameliyata girmesi sadece sağlık çalışanı açısından olumsuz bir durum değildir. Verilen sağlık hizmetinin kalitesini de düşüren, nitelikli sağlık hizmeti sunma ve alma koşullarını da ortadan kaldıran bir durumdur.
Vicdani ve insani hiçbir yanı olmayan; kimi zaman asistan hekimlerin canına mal olan 36 saate varan nöbet sistemine ve ağır iş yüküne derhal son verilmelidir. Personel açığı bir an önce kapatılmalı ve sağlık çalışanlarının çalışma koşulları ivedilikle iyileştirilmelidir.
Sağlık çalışanının can yakan bir diğer sorunu, sağlıkta şiddet bitmiyor
24 Ekim 2021 tarihinde Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Kampüsünde yine bir şiddet vakası yaşanmıştır. Çocuklarını hastaneye getiren aile, görevli kadın doktorla tartışmış; baba doktora ağır küfürler de etmeye başlayınca "beyaz kod" verilmiştir. Güvenlik görevlilerin müdahalesi ile de kontrol altına alınamayan aile; bu kez de hemşirelere saldırmıştır. Olay sırasında hemşire bankolarındaki bilgisayarların monitörleri kırılmıştır.
Genel Sağlık-İş olarak olayla ilgili başlatılan soruşturmanın takipçisi olacağımızı belirtiyor, şiddete maruz kalan sağlık çalışanı arkadaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Siyasi iktidar sağlık çalışanlarının yaşadığı şiddet olaylarına seyirci kalmakta; sağlık çalışanları şiddetin gölgesi altında can pahasına hizmet üretmeye çalışmaktadır.
Sağlık emekçilerine şiddet gösterenlere verilecek olan cezaların caydırıcı olabilmesi adına Genel Sağlık-İş tarafından hazırlanan, TCK’da kamu kurum ve kuruluşlarında sağlık hizmeti sunanlara karşı işlenen bazı suçlara ilişkin özel düzenlemeler içeren Sağlıkta Şiddet Yasa Tasarısı taslağının kanunlaştırılması çağrımızı da bir kez daha yineliyoruz.
Derya Uğur
Genel Sağlık-İş Genel Başkanı