Ü
Y
E
L
İ
K

“Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliği’nin” Mağduriyet Yaratan, Hukuka Aykırı Düzenlemelerine Karşı Danıştay’da Dava Açtık

“Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliği’nin” Mağduriyet Yaratan, Hukuka Aykırı Düzenlemelerine Karşı Danıştay’da Dava Açtık “Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliği’nin” Mağduriyet Yaratan, Hukuka Aykırı Düzenlemelerine Karşı Danıştay’da Dava Açtık
Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliği, 12.08.2022 tarih ve 31921 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliğin yayımlanmasıyla birlikte, söz konusu Yönetmelik üzerinde Hukuk Müşavirlerimiz ve tarafımızca detaylı olarak değerlendirme yapılmış, hukuka aykırı ve mağduriyet yaratan düzenlemeler tespit edilmiştir. Söz konusu hukuka aykırı düzenlemelere karşı Danıştay nezdinde “yürütmenin durdurulması” talepli iptal davası açılmıştır. Hukuka aykırılığı tespit edilen ve dava açılan Yönetmelik düzenlemeleri hakkında bilgi vermek gerekirse; 1) Yeni Yönetmeliğin “Amaç” başlıklı 1. maddesinde, “disiplin durumu” ibaresi yer almaktadır. Fakat bu Yönetmelik, bir disiplin yönetmeliği değildir. Bu nedenle, amaç da disiplin durumuyla bağlantılı olamaz. 2) Yeni Yönetmeliğin “Kapsam” başlıklı 2. maddesi incelendiğinde, “sterilizasyon birimlerinde, Bakanlık Merkez Teşkilatında görev yapan sağlık çalışanlarının, 112 çalışanları ve 1. basamak çalışanlarının ” bu Yönetmelik kapsamına alınmadığı görülmektedir. Bu bakımdan yeni Yönetmelik, EKSİK DÜZENLEME içermektedir. 3) Yeni Yönetmeliğin 4/1-s maddesine göre; “Mesai içi çalışma: Mesai saatleri içinde yapılan çalışmalar ile nöbet ve icap nöbetlerinde yapılan çalışmaları…” ifade etmektedir. Her ne kadar söz konusu düzenleme ile “nöbet ve icap nöbetleri” mesai içi çalışma süresine dahil edilmiş ise de, nöbet ve icap nöbetlerinin, mesai içi çalışma olarak değerlendirilebilmesi mümkün değildir. 4) Yeni Yönetmeliğin 5/1-a maddesinde yer verilen düzenlemeye göre; “Ek ödeme, personele sağlık tesisine fiilen katkı sağladığı sürece verilebilir. Resmi tatil günleri, idari ve nöbet izinleri, yılda 7 günü geçmeyen kısa süreli hastalık rapor süreleri, hakem hastane tarafından onaylanan heyet rapor süreleri, yılda en fazla iki defa görevlendirme suretiyle kendi alanı ile ilgili yurt içi kongre, konferans, seminer ve sempozyum gibi etkinliklere katılan personelin bir yılda toplam 10 günü geçmeyen süreleri, görevi sırasında veya görevinden dolayı Bakanlıkça ilan edilmiş bulaşıcı ve salgın hastalığa yakalanan, kazaya, yaralanmaya veya saldırıya uğrayanların bu durumlarını sağlık raporuyla belgelendirmesi halinde kullandıkları hastalık izin süreleri, çalışılmış gün olarak kabul edilir.” Söz konusu düzenleme dikkate alındığında, 7 günden fazla hastalık raporları ya da 10 günden fazla “yurt içi kongre, konferans, seminer ve sempozyum” etkinlikleri nedeniyle izin kullanılması halinde 7 ve 10 gün dışındaki süreler “fiilen çalışılan gün” olarak kabul edilmeyecektir. Her iki durum da, “keyfi” nitelikte olmayıp, “mazeret” niteliğinde olduğundan, “7” ve “10” gün olarak düzenlenen sınırlamalar, hukuka aykırıdır. 5) Yeni Yönetmeliğin 5/1-b maddesinde yer verilen düzenlemeye göre; “İnceleme heyeti üyelerin oy çokluğu ile, tabip ve diş tabiplerinin mevzuata ve gerçeğe aykırılığı tespit edilen tıbbi işlemleri için personel Başhekim tarafından yazı ile ikaz edilir. Personel bu ikaz işlemine karşı 5 gün içerisinde itiraz edebilir ve bu itiraz kurulda tekrar görüşülerek 5 gün içinde karar kesinleştirilir. Benzer işlemlerde mevzuata ve gerçeğe aykırılığı konusunda ikiden fazla ikaz edilen personel hakkında idari soruşturma açılır.” Söz konusu düzenleme ile daha üst hukuk normları içerisinde bulunmayan “ikaz” şeklinde bir yaptırım getirilmiş olup, böyle bir düzenlemenin “Yönetmelik” hükmü ile yapılması mümkün olmayıp, bu uygulamanın “keyfi ikaz” işlemlerine zemin hazırlaması muhtemeldir. 6) Yeni Yönetmeliğin 5. maddesinin 2. fıkrasında yer alan düzenlemeye göre; “Bakanlık ve bağlı kuruluşlarının kadro ve pozisyonlarına (döner sermaye dâhil) atanan ve 209 sayılı Kanunun 5 inci maddesi (altıncı fıkrası kapsamında ek ödeme alanlar hariç) gereğince döner sermaye gelirlerinden ek ödeme alan eğitim görevlilerine en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dâhil) % 410’u, uzman tabip, tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar ile uzman diş tabiplerine % 335’i, pratisyen tabip ve diş tabiplerine ise % 265’i oranında, herhangi bir katkıya bağlı olmaksızın merkezi yönetim bütçesinden ek ödeme yapılır. Bu ödemeye hak kazanılmasında ve ödenmesinde aylıklara ilişkin hükümler uygulanır. 209 sayılı Kanunun ek 3 üncü maddesi gereği yapılan aylık ek ödeme tutarı, bu Yönetmelik kapsamında aynı aya ilişkin yapılacak temel ek ödeme tutarından mahsup edilir. 209 sayılı Kanunun ek 3 üncü maddesi gereği yapılan ek ödemenin bu Yönetmelik kapsamında aynı aya ilişkin olarak yapılacak ek ödemeden fazla olması halinde aradaki fark geri alınmaz. Yine 5. maddenin 3. fıkrasında yer alan düzenleme de şu şekildedir: “209 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca personele her ay yapılacak ek ödeme net tutarı, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 9 uncu maddesi uyarınca kadro ve görev unvanı veya pozisyon unvanı itibarıyla belirlenmiş olan ek ödeme net tutarından az olamaz. Bu şekilde merkezi yönetim bütçesinden yapılan ek ödeme tutarı, bu Yönetmelik kapsamında aynı aya ilişkin yapılacak temel ek ödeme tutarından mahsup edilir.” Yapılan sözlü açıklamalarda “mahsuplaşma bulunmadığının” belirtilmesine rağmen yukarıda belirtilen 2 düzenlemede de “mahsuplaşma işleminden” söz edilmektedir. Yönetmeliğin reklamı kapsamında verilen vaatlerin, ihdas edilen düzenlemelerde karşılık bulmadığı görülmektedir. 7) Yeni Yönetmeliğin 5. maddesinin 10. fıkrasında yer alan düzenlemeye göre; “Bireysel hedef katsayısı hesaplanmayan tabipler ile tabip dışı personel için bireysel hedef katsayısı 1 olarak uygulanır. Bireysel hedef katsayısı ve kurum hedef katsayısı Bakanlıkça belirleninceye kadar 1 olarak uygulanır.” Yasal bir düzenlemede “Bakanlıkça belirleninceye kadar” şeklinde muğlak bir ifadeye yer verilmesi usulen uygun değildir. Söz konusu ibarenin, Bakanlıkça nasıl bir belirleme yapılacağına ilişkin olması gerekirdi. 8) Yeni Yönetmeliğin 6/3-a-2 maddesinde yer alan düzenlemeye göre; “Bu ödeme disiplin cezası alanlardan; uyarma ve kınama cezası alanlara bir ek ödeme dönemi, aylıktan kesme cezası alanlara iki ek ödeme dönemi, kademe ilerlemesi cezası alanlara üç ek ödeme dönemi süresince yapılmaz.” Kendisine disiplin cezası verilmiş olan bir sağlık çalışanının, yeni Yönetmelik ile “ek ödeme almama” şeklinde mükerrer bir cezayla cezalandırılması mümkün değildir. Nitekim usul yönünden, yeni Yönetmelik, bir disiplin yönetmeliği olmadığı gibi, kendisine disiplin cezası verilen bir sağlık çalışanının, ek ödeme yapılmamak suretiyle ikinci kez cezalandırılması hem mükerrer cezalandırma yasağına aykırı hem de “mülkiyet hakkının” açık ihlalini oluşturmaktadır. 9) Yeni Yönetmeliğin 7. maddesinin 2. fıkrasında yer alan düzenlemeye göre; “Mesai içi çalışan personelin ham puanları aşağıdaki şekilde hesaplanır. Hizmet etkinlik katsayısı hesaplanamayan durumlar ile unvan ve branşlarda personelin hizmet etkinlik katsayısı 1 (bir) kabul edilir. Bakanlıkça hizmet etkinlik usul ve esasları belirleninceye kadar ilgili katsayı 1 (bir) kabul edilir.” Yasal bir düzenlemede “Bakanlıkça hizmet etkinlik usul ve esasları belirleninceye kadar” şeklinde muğlak bir ifadeye yer verilmesi usulen uygun değildir. Söz konusu ibarenin, Bakanlıkça nasıl bir belirleme yapılacağına ilişkin olması gerekirdi. 10) 04. 03.2020 tarih ve 31058 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Tesislerinde Görevli Personele Ek Ödeme Yapılmasına Dair Yönetmeliğin “Ek Ödeme Zamanı” başlıklı 14. maddesinin 1. fıkrasında yer alan düzenlemeye göre; “Ek ödeme, aylık dönemler halinde yapılır. Dağıtılmasına karar verilen ek ödeme tutarı, o dönemin bitiminden sonraki yirmi gün içinde hak sahiplerine ödenir.” düzenlemesi ile “yirmi gün” içerisinde ödemeye dair bir düzenleme bulunmaktaydı. Fakat yeni Yönetmeliğin “Ek Ödeme Zamanı” başlıklı 12. maddesinin 1. fıkrasında yer alan düzenlemede, yalnızca “Ek ödeme, aylık dönemler halinde yapılır.” şeklinde bir düzenlemeye yer verilerek, “yirmi” gün ibaresi, Yönetmelikten çıkarılmış, ek ödemelerin “ödeme zamanı” ile ilgili olarak belirsizlik durumunun ortaya çıkmasına sebebiyet verilmiştir. 11) Yeni Yönetmeliğin “Ek Ödeme” başlıklı 14. maddesinin 5. fıkrasında, “Bu ödeme disiplin cezası alanlardan; uyarma ve kınama cezası alanlara bir ek ödeme dönemi, aylıktan kesme cezası alanlara iki ek ödeme dönemi, kademe ilerlemesi cezası alanlara üç ek ödeme dönemi süresince yapılmaz.” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir. Kendisine disiplin cezası verilmiş olan bir sağlık çalışanının, yeni Yönetmelik ile “ek ödeme almama” şeklinde mükerrer bir cezayla cezalandırılması mümkün değildir. Nitekim usul yönünden, yeni Yönetmelik, bir disiplin yönetmeliği olmadığı gibi, kendisine disiplin cezası verilen bir sağlık çalışanının, ek ödeme yapılmamak suretiyle ikinci kez cezalandırılması hem mükerrer cezalandırma yasağına aykırı hem de “mülkiyet hakkının” açık ihlalini oluşturmaktadır. 12) 04.03.2020 tarih ve 31058 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Tesislerinde Görevli Personele Ek Ödeme Yapılmasına Dair Yönetmeliğin “EK-1 Tavan Ek Ödeme Tutarına Esas Katsayılar” tablosu içeriğinde, “uzman eczacılar için 1,50 katsayı düzenlenmişken, yeni Yönetmeliğin “EK-1 Tavan Ek Ödeme Tutarına Esas Katsayılar” tablosu içeriğinde ise, “uzman eczacılar” için 1,30 katsayı düzenlenmiştir. Ek 3A listesinde Hastane ve İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde çalışan eczacılar için katsayı oranı 0,50 İlaç ve Tıbbı cihaz kurumunda çalışan Eczacı katsayısı  3,60'tır. Bu değişikliğin nedeni, yeni Yönetmelik içeriğinde açıklığa kavuşturulamamıştır. 13) Yeni Yönetmeliğin “EK-3A Taban Ödeme Katsayıları Tablosu” içeriğinde, “Hizmet Sınıfı (Tabip)” başlığı altında 1. Sırada “Eğitim Görevlisi, Profesör, Doçent, Doktor Öğretim Üyesi, Başasistan (Ana dal – Yan dal)”, 3. Sırada “Asistan, Araştırma Görevlisi (Yan dal)”, 4. Sırada ise, “Uzman Tabip (Ana dal – Yan dal), Tıpta Uzmanlık Mevzuatına Göre Uzman olanlar, Uzman Diş Tabibi” için 4,50 katsayı düzenlenmişken; aynı tablonun 2. Sırasında “Profesör, Doçent, Doktor Öğretim Üyesi, Uzman Tabip (Ana dal – Yan dal) (Gelire Katkısı Olmayan Temel Tıp) için 1,50 oranında katsayı düzenlenmiş, 6. Sıradaki Tabip, Diş Tabibi için ise, 2,26 oranında katsayı düzenlenmiştir. Söz konusu katsayı oran farkları, belirtilen sağlık çalışanları arasında maddi getiri bakımından 2 – 3 katlık farklara neden olmuştur. Söz konusu katsayı oranlarının “eşitlik ilkesine” ve “mülkiyet hakkına” aykırı olduğu açıktır. 14)Yeni Yönetmeliğin “EK-3A Taban Ödeme Katsayıları Tablosu” içeriğinde, “Hizmet Sınıfı (Tabip)” başlığı altında 3. Sırada “Asistan, Araştırma Görevlisi (Yan dal)” için 4,50 katsayı oranı, 5. Sırada “Asistan, Araştırma Görevlisi (TUS’a ve DUS’a Göre)” için 3,40 katsayı oranı, 7. Sırada “Asistan / Araştırma Görevlisi (Gelire Katkısı Olmayan – Temel Tıp, Diğer) için ise, 0,80 katsayı oranı belirlenmiştir. Söz konusu 0,80’lik katsayı oranı “eşitlik ilkesine” ve “mülkiyet hakkına aykırıdır. 15) Yeni Yönetmeliğin “EK-3A Taban Ödeme Katsayıları Tablosu” içeriğinde, “Hizmet Sınıfı (Tabip Dışı)” başlığı altında 5. Sırada “Sağlık Hizmetleri” için 0,32 katsayı oranı, 6. Sırada “Diğer Lisansiyerler (Sivil savunma uzmanı, diyetisyen, fizyoterapist, psikolog, çocuk gelişimcisi, sosyal çalışmacı, biyolog, mühendis, veteriner hekim, kimyager, sosyolog ve benzerleri) için 0,32 katsayı oranı, 7. Sırada “Genel İdare Hizmetleri” için 0,16 katsayı oranı, 8. Sırada “Teknik Hizmetler” için 0,16 katsayı oranı, 10. Sırada “Yardımcı Hizmetler” için 0,12 katsayı oranı düzenlenmiştir. Söz konusu katsayı oranları, listede kadro ve unvanları sayılmış olan sağlık çalışanları bakımından “hak edilen ve emeğin karşılığı olan” ödemelerin yapılmasının önüne geçecek kadar cüzidir. Günümüzün ekonomik koşullarında, belirtilen katsayılar üzerinden, hak edilen maddi getirinin elde edilmesi mümkün olmadığından, söz konusu katsayı oranları açıkça hukuka aykırıdır. Genel Sağlık-İş, yine popülist eylemlerden kaçınarak, Yönetmeliğin tamamını incelemeden hareket etmemiş, sahadan gelen sesleri dinlemiş, yapılan detaylı hukuki çalışmaları bekleyerek, tüm sağlık çalışanlarının mağduriyetlerini giderebilecek nitelikte “EN KAPSAMLI” davayı açmıştır. Yoğun ve özverili çalışmaları nedeniyle hukuk müşavirlerimize teşekkür ediyor, gelecek olan olumlu bir kararı, tüm sağlık çalışanları ile en kısa zamanda paylaşmayı temenni ediyoruz. Dr. Derya Uğur Genel Sağlık-İş Genel Başkanı