Sağlık Bakanına Açık Çağrı
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca 30 Eylül 2020 tarihinde yaptığı basın toplantısında “Her vaka hasta değildir. Çünkü test pozitif çıktığı halde hiçbir semptom göstermeyenler var. Büyük çoğunluğu bunlar oluşturuyor.” “Her gün açıklanan ve üzerinde durduğumuz yeni hasta sayısı asıl dikkat konusu olmalıdır.” “Testi pozitif çıkmış herkesi ifade eden vaka kelimesi ile hasta kelimesinin anlamı aynı değildir.” diyerek aslında COVİD-19 salgının Türkiye’de görüldüğünün açıklandığı ilk günden bu yana şeffaf olmadıklarını, kelime oyunları ile süreci manipüle etmeye çalıştıklarını açıkça itiraf etmiştir. Nitekim daha önce de Sağlık Bakanlığı'nın günlük tablosunda yer alan “entübe hasta sayısı” ve “yoğun bakımda yatan hasta sayısı” kavramları değiştirilerek bu kavramların yerine “hastalarda zatürre oranı” ve “ağır hasta sayısı” kavramları kullanılmaya başlanmıştı.
Sağlık Bakanı bunu “ulusal çıkarları korumak” adına gerçekleştirdiklerini söylemiştir.
Genel Sağlık-İş ulusal çıkarları ve halk sağlığını önceleyen bir sendikadır. Ancak “ulusal çıkar” kavramının içinin boşaltılarak, şeffaflığı ortadan kaldırmanın mazereti olarak sunulmasını asla kabul edemeyiz. “Ulusal çıkar” halkın sağlığının korunması, halka doğru bilgi verilmesi, gerçek veriler neticesinde halk sağlığının korunması için gereken tüm tedbirlerin ivedilikle alınmasıdır. Sağlık Bakanının her gün açıkladığı COVİD-19 tablosuna girmeye layık görmediği “vaka sayıları” bu toplumun korunması, taşıyıcı konumundaki kişilerin virüsü yaymalarının engellenmesi ve COVİD-19 salgınının kontrol altına alınması için en elzem bilgidir. Halktan bu verileri saklayarak, istatistiksel verileri her gün rötuşlayıp halka sunmanın sonuçlarını, kendisi de bir hekim olarak bunları çok iyi bilen Sağlık Bakanına yeniden hatırlatmak isteriz.
En çok görülen, sakat bırakan ve öldüren hastalık “önemli hastalık” tır: Sağlık hizmetlerinin planlanmasında, kaynakların harcanmasında ve hizmetin sunulmasında, söz konusu toplumda en sık görülen, en çok ölüme ve sakatlığa yol açan durumlara (önemli hastalıklara) öncelik verilmesi, toplumun sağlık düzeyinin iyileşmesinde temel stratejidir.
Bu bağlamda baktığımızda dünya çapında salgın anlamına gelen PANDEMİ oluşturduğu Dünya Sağlık Örgütü tarafından ilan edilmiş olan COVID-19, “ÖNEMLİ HASTALIK” tır. COVID-19 ilk defa 30.12.2019 günü tanımlamıştır. Tıp Dünyasının bu hastalık ile ilgili daha öncesine dayanan bir bilgisi bulunmamaktadır. COVID-19, gereken önlemeler alınmadığında insanların ölümüne neden olan bir hastalıktır.
COVID-19’un ölümcül etkilerinden korunmak amacıyla alınacak önlemler için başta halk sağlığı alanında uzman olanlar olmak üzere hastalığın çözümlenmesi için gereken tüm branşlardan uzmanların hep birlikte çalışma yürütmesi gerekir. Bu çalışma kuşkusuz somut ve gerçek sayısal veriler olması durumunda yapılabilir. Bu çalışmanın gereği gibi yapılmaması veya gerçekçi olmayan veriler ile yapılması durumunda yaşanacak can kaybı, işgücü kaybı ve ekonomik kayıpların artışından Sağlık Bakanı sorumlu olacaktır.
3359 Sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 3. maddesi uyarınca, Sağlık kurum ve kuruluşlarının yurt sathında eşit, kaliteli ve verimli hizmet sunacak şekilde planlanması, koordinasyonu, mali yönden desteklenmesi ve geliştirilmesi ile koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik verilmesi Sağlık Bakanlığının görevleridir.
1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 3. maddesi uyarınca da yurt sathına yayılmış salgınlarla mücadele görevi de doğrudan Sağlık Bakanlığına verilmiştir.
Yine 1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 3. maddesi 16. Bendi “Tıbbi istatistiklerin tanzimi” görevini Sağlık Bakanlığına verir.
Genel Sağlık-İş olarak Sağlık Bakanına bu görevlerini, en önemli “ulusal çıkarın” halkın sağlığı olduğunu, verileri saklayarak, manipüle ederek hiçbir iyi amaca hizmet edilemeyeceği gibi bunun daha kötü sonuçlara neden olacağını tekrar hatırlatmak isteriz. Tüm verilerin objektif olarak yayınlanması gerektiği çağrımızı yineliyoruz.
Zekiye Bacaksız
Genel Sağlık-İş Genel Başkanı