Okul Servis Araçları Yönetmeliğini Yargıya Taşıdık
Genel Sağlık-İş, Okul Servis Araçları Yönetmeliği ile getirilen servis şoförü ve rehber personelin aile hekimlerinden rapor alınmasının istenmesi ile ilgili düzenlemenin iptali için Danıştay’a dava açtı.
25 Ekim 2017 tarih ve 30221 sayılı Resmi Gazetede Okul Servis Araçları Yönetmeliği yayınlanmıştır. İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan Yönetmelik ile servis araçlarındaki şoför ve rehber personele bu görevlerinin icrası için aile hekiminden “rapor alma” zorunluluğu getirilmiştir.
Öncelikle İçişleri Bakanlığı tarafından aile hekimlerine böyle bir görev verilmesi hukuka uygun olmamakla birlikte aile hekimliği uygulaması, birinci basamak sağlık hizmeti veren özel bir uygulamadır, aile hekimleri kendisine kayıtlı hastaları teşhis ve tedavi etmesinin yanında, koruyucu sağlık hizmeti verir ve hastaları takip eder. Gerek 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanun’daki aile hekimi tanımı gerekse de Yönetmelik içeriğindeki aile hekimin görev, yetki ve sorumlulukları dikkate alındığında, aile hekimlerinin, okul servis araçlarını kullanan şoförler ile okul servis araçlarındaki rehber personelin, görevlerini yürütebilmeleri için yeterli olup olmadıklarına ilişkin rapor verme gibi bir görevlerinin bulunmadığı açıktır.
Kanun ve Yönetmelikte düzenlenmeyen, aynı zamanda aile hekimlerinin karar verme yetkisi bulunmayan bir konuda, iptali istenen düzenlemelerle aile hekimlerine bu görevlerin verilmiş olması, Anayasa’ya, Kanuna ve Yönetmeliğe açıkça aykırıdır.
Açıkça hukuka aykırı düzenlemenin iptali için Sendikamızca Danıştay nezdinde yürütmenin durdurulması istemli iptal davası açılmıştır.
Sendikamız Genel Başkanı Zekiye Bacaksız konu ile ilgili olarak şunları söyledi:
“Okul servis şoför ve rehber personeline “rapor alma” zorunluluğu getirilmesi yerinde bir karar olmakla birlikte, bu raporların verileceği kurum Aile Sağlığı Merkezleri olmamalıdır.
İçişleri Bakanlığının çıkardığı bu yönetmelik, hükümetin sağlığa bakış açısını ortaya koymaktadır. Bilimsel ve hukuki dayanaktan yoksun rapor dayatması “görev savmaktan” öteye gitmeyecektir. Bu düzenleme, halkın yaşam hakkının korumasını hedeflenmediği gibi, aile hekimlerinin hukukunun korunmadığının da çarpıcı bir örneğidir.
Hükümet, Aile Sağlığı Merkezlerini “rapor verme bürosu” olarak görme zihniyetinden bir an evvel vazgeçmelidir. Aile Hekimliğinde koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyen politikalar izlemelidir. Halktan ve emekçiden yana politikalar için “ben yaptım oldu” anlayışını terk etmelidir.
Aile Sağlığı Merkezleri çalışanlarının farklı alanlarda nöbetlere zorlanması, yetkisi olmayan konularda sorumluluklar verilmesi ve ek bürokratik yükler getirilmesi, bu merkezlerimizin asli görevlerinden uzaklaşmasına yol açmaktadır.
Genel Sağlık-İş olarak, ülkemizde sağlık hizmetlerinin en değerli ve en işlevsel alanında emeğini ortaya koyarak çalışan Aile Sağlığı Merkezi çalışanlarımızın taleplerinin görmezden gelinmesine karşı hukuki ve fiili meşru mücadelemizi sürdüreceğiz.”