Araştırmacı, gazeteci, yazar Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993’te evinin önünde, otomobiline yerleştirilen bomba ile katledildi. 24 Ocak, tam bağımsızlığın ve laikliğin yılmaz savunucusu Uğur Mumcu’nun karanlık güçler tarafından acımasızca katledildiği gündür. Ulusumuzu yasa boğan menfur saldırının ardından “Faillerinin bulunması bir namus borcudur” diye açıklamalarda bulunuyordu yetkililer ancak olay yerinde kanıt sayılabilecek her şey süpürgeyle süpürülmüştü. Suikastın ardından yıllar sonra tetikçiler yargılandı, suikastın arkasındaki karanlık güçler 27 yıldır ortaya çıkarılamadı, suikast tüm yönleriyle ve bağlantılarıyla aydınlatılamadı. Karanlık güç odaklarına karşı hakikati yılmadan korkusuzca kaleme alan Uğur Mumcu, Atatürk ilke ve devrimlerinin, Cumhuriyet değerlerinin, laikliğin yılmaz savunucusuydu. Mumcu, laik cumhuriyete, cumhuriyet değerlerine, demokratik hak ve özgürlüklere yönelik her türlü tehdidi kaleme almış, ilkeli ve onurlu bir gazetecilik örneği sergilemiştir. “Geçmişi yeniden yaşamak istemiyorsak, bu geçmişi çok iyi tanımak ve değerlendirmek zorundayız.” diyen Mumcu, geçmişi çok iyi okuyan, yaşadığı dönemi çok iyi analiz eden ve geleceğe ışık tutan bir Cumhuriyet aydınıydı. Mumcu’nun “Haklıdan yana değil, güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar. Güç merkezi değiştikçe dönerler; fırıldak olurlar.” sözleri bugünkü basının içinde bulunduğu durumu da özetler gibidir. “Araştırmacı” değil “yaranmacı” gazeteciliğin ön plana çıktığı, etik değerlerin lafta kaldığı bugünkü medya ortamı, Mumcu’nun yeri doldurulamaz boşluğunu daha da derinleştirmiştir. Genel Sağlık-İş olarak Mumcu’nun ifadeleriyle “baskıya boyun eğmeden, gelen geçen yönetimlere maşalık etmeden, insanlık onurumuzla her platformda haksızlığa karşı direnmeye” devam edeceğiz. Mumcu’nun kalemi ile yaktığı ışık yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir. 27 yıl oldu unutmadık, unutmayacağız… Zekiye Bacaksız Genel Sağlık-İş Genel Başkanı