Sendikamız Genel Sağlık-İş, Konfederasyonumuz
Birleşik Kamu-İş’in, Hürriyetçi Sendikalar Konfederasyonu (HÜRSEN) ve Bağımsız
Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) ile birlikte Hazine ve
Maliye Bakanlığı önünde gerçekleştirdiği "Siz Yediniz Hesabı Emekçiler
Ödemeyecek!" konulu basın açıklamasına katılım sağladık. Basın açıklamasına Genel
Sağlık-İş Genel Başkanı Derya Uğur, Genel Sekreter Veli Can Karabacak, Genel
Hukuk ve TS Sekreteri Yalçın Çiftçi, Genel Örgütlenme Sekreteri Özcan Arslan,
Genel Basın Yayın ve Eğitim Sekreteri Ali Kemal Akgül, Genel Dış İlişkiler ve
Bilişim Sekreteri Erman Açıkgöz, Denetleme Kurulu Üyesi Deniz Şenkal ve Ankara
İl Yönetimimiz katılım sağlamıştır.
Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Hüseyin Kara’nın okuduğu ortak
basın açıklaması şu şekildedir:
BİRLEŞİK KAMU-İŞ KONFEDERASYONU 13 OCAK PAZARTESİ BASIN AÇIKLAMASI
DEĞERLİ KAMU EMEKÇİLERİ, İŞÇİLER, EMEKLİLER
VE KIYMETLİ BASIN EMEKÇİLERİ!
Bugün, emeğimizin değersizleştirilmesine,
yaşam şartlarımızın ağırlaştırılmasına, yoksullaştırılmamıza ve insanca yaşam
hakkımızın hiçe sayılmasına karşı ülkemizin her köşesinde alanlardayız.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK)
açıkladığı %44,38’lik yıllık enflasyon oranı, çarşıda, pazarda yaşadığımız
gerçeklerle asla bağdaşmamaktadır. Halkı yanıltan bu sahte rakamlarla bizleri
sefalete mahkûm etmeye çalışanlara karşı susmayacağız! Yalanlarla örülmüş bu
sistemin illüzyonunu reddediyoruz ve emeğimizin onurunu korumak için mücadele
bayrağını yükseltiyoruz!
Kamu emekçilerinin maaşlarına %11,54 gibi
trajikomik bir zam uygulamak, alın terimize ve emeğimize yapılmış büyük bir
hakarettir. Üstelik bu hakaret yalnızca kamu emekçilerini değil, toplumun geniş
kesimlerini de derinden yaralamaktadır. Ekonomik krizle her gün biraz daha
ağırlaşan hayat koşulları, temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamayacak duruma
gelmemize yol açmıştır. Açlık sınırında yaşamaya zorlanan milyonlar olarak, bu
düzenin sürdürülemez olduğunu haykırıyoruz!
Artık
zamlar, sıradan bir haber olmaktan çıkıp emekçilerin günlük yaşamını alt üst
eden bir gerçekliğe dönüşmüştür. Market raflarından temel ihtiyaçlara,
faturaların her kaleminden ulaşım ücretlerine kadar fiyatlardaki artışlar,
emekçilerin cebine her gün biraz daha yük bindiriyor. Kamu emekçileri,
maaşlarını hangi ihtiyaçlarına yetiştireceklerini şaşırırken, art arda gelen
zamlarla mücadele etmek neredeyse imkânsız hale geldi.
Ülkemizde
kira artışları, artık vatandaşların barınma hakkını elinden alacak boyutlara
ulaşmıştır. Ortalama konut kira bedeli asgari ücret düzeyine ulaşmış, kamu
emekçileri kirasını ödeyebilmek için adeta öğrenciler gibi ortak ev tutmaya
mecbur bırakılmıştır.
2025 yılına, milyonlarca çalışanı
ilgilendiren %30’luk asgari ücret zammı, memur emeklilerine reva görülen
%11,54’lük sefalet artışı ve işçi emeklilerine verilen %15,75’lik zam ile
girdik. Bu zamlar yurttaşlarımızın büyük bir çoğunluğunu açlığa mahkum etmektir.
Bu kölelik düzeni ile hayatta kalmak mümkün değildir.
Cumhurbaşkanı'nın
"fahiş fiyatlı ürünleri boykot edin" çağrısı, siyasi iktidarın
halktan ne kadar kopuk olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Emekçi ve
emeklilere yapılan bu boykot çağrısı, bir avuç ayrıcalıklı azınlığın sokaktan,
çarşıdan ve halkın gerçeklerinden tamamen uzaklaştığını açıkça göstermektedir.
Sayın
Erdoğan’a soruyoruz: Elimizde bir simit, bir bardak çayla daha neyi boykot
edelim? Elektrik faturasını mı? Çocukların eğitim masraflarını mı? Market
reyonlarını mı? Ulaşımı mı?
Halkın
yaşam mücadelesini görmezden gelen bu çağrılarla, adeta dalga geçercesine
yapılan açıklamaları kabul etmiyor ve yaşam koşullarımızı iyileştirmek için
sorumluluk almayanları silkelenip kendine gelmeye davet ediyoruz!
Bu çelişkiyi asla kabul etmiyoruz!
Halkın
alın teriyle oluşturulan kamu kaynaklarının, halkın refahı yerine rant
projelerine ve yandaş şirketlerin kasalarına akıtılması, vicdanları yaralayan
bir haksızlıktır. Yandaş şirketlerin, kamu kaynaklarını talan edercesine
sahiplenmesi ve üstüne üstlük vergi indirimi gibi ayrıcalıklar bekleyen bir
yüzsüzlüğe bürünmesi artık sabır sınırlarını aşmıştır. Halk, yokluk içinde
yaşam mücadelesi verirken, kaynakların bir avuç yandaşa peşkeş çekilmesine göz
yummayacak ve bu talan düzeninin değişmesi için mücadeleye devam edeceğiz.
ARTIK
TÜKENDİK!
Hakkımız
olanı talep etmek için buradayız:
Ancak, en düşük memur maaşına %100 zam
yapılmasıyla insan onuruna yaraşır asgari bir ücret seviyesine ulaşılacaktır.
Asgari ücret işçi sendikaları ve
konfederasyonlarının söz sahibi olduğu bir komisyon tarafından belirlenmelidir.
Kadın emekçilerin üretim sürecine eşit
koşullarda katılabilmesi için iş yerlerinde ücretsiz kreşler açılmalıdır. Bu
adım, yalnızca kadınların ekonomik özgürlüklerine katkı sağlamakla kalmayacak,
aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine de güç kazandıracaktır.
Halkın
sırtına yüklenen adaletsiz vergiler, emekçinin alın terine yapılan açık bir
gasp haline gelmiştir. Vergi adaleti sağlanmalı, ücretli çalışanların vergi
dilimi %15’e sabitlenmeli, temel ihtiyaçlara uygulanan dolaylı vergiler
kaldırılmalıdır.
Yandaş sendikaların dilenci gibi refah payı
talebine karşı, gerçek bir toplu sözleşme mutabakatı sağlanmalıdır. Alacağımız her zam taban aylığımıza ve
emekliliğimize yansıtılmalıdır.
İşverenin
güdümünde olmayan, bağımsız kamu emekçileri konfederasyonlarının söz sahibi
olduğu bir toplu sözleşme sistemi şarttır!
Eşit işe
eşit ücret talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz!
Kamu kurumlarındaki mülakat uygulamasına
son verilerek liyakatin esas alındığı bir sistem kurulmalıdır.
DEĞERLİ
KAMU VE BASIN EMEKÇİLERİ!
Artık sessiz kalma zamanı değildir.
Bugün üretimden gelen gücümüzü kullanarak,
1 (bir) günlük iş bırakma eylemini gerçekleştiriyoruz. Bu, yalnızca kamu
emekçilerinin değil, toplumun her kesiminin mücadelesidir. Bu mücadele, insanca
bir yaşam, adil bir gelir dağılımı ve halkın refahını önceleyen bir düzen
içindir.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak,
emeğimizin ve onurumuzun hiçe sayılmasına asla izin vermeyeceğimizi bir kez
daha ifade ediyoruz!
Hep birlikte sesimizi yükseltelim!
Bu burada
bitmeyecektir, taleplerimizin dikkate alınmaması
durumunda tüm emekçiler ile genel grevin örgütlenme sürecinde etkili
olacağımızı kamuoyuna buradan ilan ediyoruz.
İşyerlerimizden ve alanlardan uyarıyoruz!
Emeğimiz için, geleceğimiz için, adalet için mücadeleye devam ediyor ve
hükümeti bu yanlıştan acilen dönmeye davet ediyoruz.
"SİZLER
YEDİNİZ HESABI BİZ ÖDEMEYECEĞİZ!!!"
"YAŞASIN
ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ"
"PATRONA
TEŞVİK, EMEĞE ZULÜM."
"TÜİK
YALANI, EMEKÇİNİN DÜŞMANI."
"İSTİKRAR DEDİLER, MEMLEKETİ YEDİLER."