Türkiye bir bölünme ve bunun zorunlu sonucu iç savaş sürecinden geçirilmeye çalışılıyor. Çeşitli yasal düzenlemeler, hukuk kullanılarak yaratılan sindirme ve baskı ortamı, basın yoluyla oluşturulan bilgi kirliliği ve ideolojik bombardıman, yurtseverlere yönelik baskı ile meydanın ayrılıkçı güçlere bırakılması ve ayrılıkçılığın güçlendirilmesi çabaları bu süreci örüyor. Bu uygulamalardan birisi de akil adamlar diye anılan hükümet görevlilerinin bölünme sürecini topluma kabul ettirebilme faaliyetleri oldu. Gittikleri her yerde büyük tepki ile karşılaşan bu insanların basına yansıyan çözüm önerileri de görevlerini iyice su yüzüne çıkardı. Ayrılıkçı talepler akil adamlar talebi diye topluma sunuldu.<br> Kamu çalışanları özellikle de sağlık çalışanları AKP hükümeti döneminde çok büyük ölçüde hak kaybına uğradılar. İş güvenceleri, işyeri güvenceleri, ücret güvenceleri ortadan kalktı. Daha önce görülmemiş boyutlarda sözel ve fiziksel şiddete uğrar oldular. İşine, mesai arkadaşlarına karşı büyük bir yabancılaşma yaşandı. Aldıkları ücretleri emekli maaşlarına yansımayan çalışanlar ücret kaybı yaşamamak için emekli olamaz oldular. Aynı işi yapan insanlar arasında farklı çalışma biçimleri nedeniyle farklı ücretlendirmeler yaşanır oldu. Kamu çalışanlarının ve sağlık çalışanlarının AKP iktidarına yönelik tepkileri çok arttı.<br> Akil adam olan sendika başkanları AKP hükümetinin demokratikleşme getirebileceği, özgürlüklerin AKP hükümeti eliyle gelebileceği, kendilerinin de bu iktidarın emrinde bu çalışmalara katıldıklarını belirtmiş oldular. Demokratikleşme sağlayacağını söylediğiniz iktidara karşı kamu çalışanlarının hak kayıpları ve meşru talepleri için mücadele çağrınız tabi ki tutarsız olacaktı. Kamu çalışanları da bunu kabul etmediler. Onlar karşılarında kimin olduğunun farkındalar. Muhalif görünümlü yandaşlık böyle oluyor. Hem iktidarın politikalarını uygulayan atanmış olmayı kabul edeceksiniz hem de iktidarın karşısında olduğunuzu söyleyeceksiniz. Buna kimse inanmaz.<br> Daha önce yetkili oldukları halde kamu çalışanlarının hak kayıplarını önleyemeyen, yandaş ve ayrılıkçı çizgi bu kez iyice su yüzüne çıktı. Son iki ayda toplam 252 sağlık çalışanı sendikalarını terk ederek sendikamıza katıldılar. İzmir ‘de 86, Bolu’da 8,Uşak’ta 1,Tokat’ta 3,Samsun’da 8, Ordu’da 1, Nevşehir’de 2, Muğla’da 24, Manisa’da 2, Konya’da 1, Kocaeli’de 11, İstanbul’da 6, Hatay’da 2, Eskişehir’de 1, Çorum’da 30, Bartın’da 2, Balıkesir’de 18, Aydın’da 4, Antalya’da 14, Ankara’da 25 , Adıyaman’da 2, Adana’da 1 sağlık çalışanı sendikalarından istifa ederek Genel Sağlık İş’e katıldılar. Türkiye’nin değişik bölgelerinden aldığımız bilgiler bu istifa ve katılımların artarak süreceğini gösteriyor. Sonunda kamu çalışanları yandaş, bürokratik ve ayrılıkçı sendikal anlayışlardan kurtularak gerçek sendikal mücadeleye girmeye başlıyor. Ulusal, kamucu ve halkçı sağlık politikalarını savunmak ve sağlık çalışanlarını hak ettikleri çalışma ortamına kavuşturabilmek artık çok daha gerçekleşebilir gözüküyor.