Ü
Y
E
L
İ
K

İzmir Bölge İdare Mahkemesi Sürgünü Durdurdu

İzmir Bölge İdare Mahkemesi Sürgünü Durdurdu İzmir Bölge İdare Mahkemesi Sürgünü Durdurdu
9 Eylül Üniversitesi Rektörünün keyfi bir şekilde idari işlemler tesis ettiğine, geçici görevlendirme idari işleminin sürgün niteliğinde olduğuna hükmeden İzmir Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi, sürgüne geçit vermedi. Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Genel Sağlık-İş işyeri temsilcileri, geçici görevlendirme kisvesi altında sürgüne gönderilirmiştir. Basın açıklamaları ve eylemler düzenleyerek 9 Eylül Üniversitesi Rektörünün keyfi işlemlerine karşı sessiz kalmayan Sendikamız Genel Sağlık-İş, hukuksuz işlemleri yargıya taşımıştır. 2547 sayılı Kanun’un 13/b-4 maddesinin, kendisine, Üniversite içerisinde her türlü yetkiyi verdiğini, bu düzenlemenin, kendisine, hukuka aykırı ve keyfi idari işlem tesis etme özgürlüğü sunduğunu düşünen 9 Eylül Üniversitesi Rektörü, 19.08.2021 tarihinde, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ndeki 2 Sendika İşyeri temsilcimizi de pasifize etmek için temsilcilerimizi Torbalı Meslek Yüksekokulu ile Efes Meslek Yüksekokulu’na birer yıl süre ile geçici olarak görevlendirmiştir. 9 Eylül Üniversitesi Rektörü’nün hiçbir yasal dayanağı olmayan sürgün niteliğindeki idari işlemlerine karşı Sendikamız Genel Sağlık-İş tarafından İzmir İdare Mahkemelerinde yürütmenin durdurulması talepli iptal davaları açılmıştır. Torbalı Meslek Yüksekokulu’na sürgüne gönderilen Genel Sağlık-İş üyeleri ile ilgili İzmir 6. İdare Mahkemesi nezdinde açılan dava sonucunda yürütmenin durdurulması talebimizin reddi üzerine İzmir Bölge İdare Mahkemesi nezdinde itiraz yoluna başvurulmuştur. İzmir Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi’nin 2021/321 YD İtiraz No’lu kararında, “Uyuşmazlıkta, Sendika işyeri temsilcisi olan davacının, Torbalı Meslek Yüksek Okulunda bir (1) yıl süre ile görevlendirilmesine ilişkin dava konusu işlemde 4688 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak açık ve kesin bir sebep ortaya konulmuş ise de, 2547 sayılı Yasanın yukarıda anılan hükmüyle üniversiteyi oluşturan kuruluş ve birimlerin herhangi birinde hizmetle ilgili olarak ortaya çıkan bir ihtiyacın, üniversitenin kendi personeli ile süratli bir biçimde karşılanmasını, böylece kamu hizmetinin aksamadan ve sürekli olarak yürütülmesinin amaçlanması, madde düzenlemesinde görev yerlerinin değiştirilmesi veya yeni görevler verilmesi yetkisinin “gerekli görülen haller” ile sınırlı olmak üzere kullanılabileceğinin belirtilmesi, görevlendirmenin, “gerekli durum” giderilinceye kadar sürecek bir geçicilik içermesi, Rektöre tanınan yetkinin personelin zorunlu ihtiyaç hallerinde ve belli sürelerle geçici görevlendirilmelerini içeren yetki olarak düzenlenmesi ve bir nakil maddesi olarak kullanılamayacağı hususları dikkate alındığında, 1 yıl süre ile tesis edilen dava konusu işlemin davacının, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesindeki kadrosundan fiilen uzaklaştırılması ve naklen atanması sonucunu doğurduğu ve 2547 sayılı Yasada öngörülen görevlendirme koşullarını taşımadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hizmetin gereklerine ve hukuka uyarlık görülmemiştir. Diğer taraftan, dava konusu işlemin bir yıl süre ile görevlendirilmesine ilişkin olması sebebiyle, Sendika işyeri temsilcisi görevini yürütmesini fiilen imkânsız hale getireceği gibi kendisine ek bir mali külfete de sebep olacağından, telafisi imkânsız zararlar doğuracağı da tabiidir.” denilerek, sürgün niteliğindeki idari işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir. Sendikamız Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Derya Uğur, "Söz konusu yürütmenin durdurulması kararının, 9 Eylül Üniversitesi Rektörü’nün keyfi bir şekilde idari işlemler tesis ettiğini, davaya konu edilen geçici görevlendirme idari işleminin sürgün niteliğinde olduğunu, 9 Eylül Üniversitesi Rektörü’nün düşüncesinin aksine yetkilerinin sınırsız olmadığını, adaletin tecelli ettiğini gösterdiğini" ifade etti. Söz konusu karar sonrasında, Genel Sağlık-İş üyesinin ilerleyen günlerde 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ndeki görevine devam edeceğini kaydeden Uğur, kararın büyük bir hukuki kazanım niteliğinde olmakla birlikte, hangi kademede olursa olsun idarecilerin yetkilerinin sınırsız olmadığını göstermesi bakımından da büyük önem arz ettiğini belitti. Uğur, “Sendikamız, görevlerini, “kendi koydukları kurallar üzerinden” yapma girişiminde bulunarak, hukuku ve yasaları tanımayan, kendi yetkilerinin sınırsız olduğunu düşünerek hareket eden tüm idarecilerin daima karşısında durmuştur. Sendikamız, keyfi idari işlemleri ile üyelerimizi mağdur eden, haklarını gasp eden tüm idarecilerle ilgili olarak üyelerimizin menfaatleri korunmaya, haklarının teslim edilmesi için gerekli girişimlerde bulunmaya devam edecektir. Bu bakımdan İzmir Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi kararının emsal bir karar olmasını, devam eden süreçte, 9 Eylül Üniversitesi Rektörü başta olmak üzere yasakçı ve sendikal faaliyetleri engelleyici zihniyetlerin eylemlerinin son bulmasını diliyoruz.” diye konuştu.