1 Kasım’da yürürlüğe konan “Aile Hekimliği Sözleşme ve
Ödeme Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği” protesto etmek
amacıyla sağlık emek ve meslek örgütleriyle beraber ülkemiz için, sağlık hizmetlerimiz
için, sizin için 2-6 aralık tarihlerinde 5 gün iş bırakıyoruz!
Sağlık meslek örgütleri ile birlikte, "eziyet yönetmeliği" olarak
adlandırılan yönetmeliği Ankara İl Sağlık Müdürlüğü önünde düzenlenen ortak
basın açıklaması ile protesto ettik. Basın açıklamasına Sendikamız Genel
Sağlık-İş Genel Sekreteri Veli Can Karabacak, Genel Mali Sekreter Gazi Çeliker,
Genel Hukuk ve TS Sekreteri Yalçın Çiftçi ve Ankara il yönetimimiz katılım
sağladı.
Ortak basın açıklaması şu şekilde:
Eziyet
Yönetmelikleri Değil Sağlığa Bakan İstiyoruz!
Yapılan
düzenlemelerin hiçbiri halk ve hizmet sunan emekçiler açısından kalıcı çözüm
getirmiyor. Aile Sağlığı Merkezlerindeki sağlık hizmetleri paralı olma yolunda
hızla ilerliyor.
Taleplerimiz yerine getirilmediği ve çözüme yönelik kararlar
alınmadığı takdirde alanda örgütlü Sağlık Emek Meslek örgütleri ile birlikte
2-3-4-5-6 Aralık 2024 tarihlerinde 5 günlük iş bırakma kararını da kamuoyuna
duyurmuştuk.
Bizler 1. basamakta her gün emek veren hekimler, sağlık
çalışanları ve onların örgütleri olarak halkın sağlık hakkına erişimini
engelleyen, hekimlerin mesleki özerkliğini yok eden ve sağlık emekçilerinin iş
ve gelir güvencesini ortadan kaldıran bu yönetmeliğin geri çekilmesini
beklerken, TBMM’ye 25 Kasım 2024 günü bir kanun teklifi sunuldu. 28 Kasım’da
komisyonda görüşülerek değişiklik yapılmaksızın Genel Kurula sevk edilen Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ile 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanununun 5. maddesi ve 5510
sayılı kanunun 68. maddesinde değişiklikler yapılmaktadır.
Baştan söylemek istiyoruz; bu değişiklikler TBMM’de
yasalaşacak olursa birinci basamak sağlık hizmetleri piyasa dinamiklerine tam
olarak teslim edilecektir.
En son TBMM’ne sunulan yasa teklifi ile etkili ve güvenilir
olduklarına ilişkin henüz yeterli bilimsel veriler bulunmayan geleneksel ve
tamamlayıcı tıp (GETAT) uygulamalarını aile hekimleri birimlerinde mesai
dışında paralı olarak gerçekleştirilebilecek. Nitelikli ve görece daha yüksek maliyetli sağlık hizmetine
erişim olanağı olmayan hasta grubunun, etkililiği belirsiz bu yöntemlere kamu
eliyle yönlendirilmeleri, toplum sağlığına zarar verebilecek bu uygulamalara
duyulan güveni yersiz bir biçimde artıracağı gibi, sosyal devlet ilkesine ve
devletin sağlık hakkını koruma yükümlülüğüne aykırıdır. Hep söylediğimiz gibi halkın sağlığı için birinci basamakta bilimsel
koruyucu tıp uygulamalarının yaygınlaştırılması gerekirken GETAT
uygulamalarının değil.
Yine aynı yasa taslağı aile hekimliğinde ücretsiz olarak
verilen raporları ücretli hale getirmektedir. Bu durum aile hekimi
arkadaşlarımızı “parasıyla değil mi raporumu vermek zorundasın” diyen
hastalarla karşı karşıya getirecektir. “Olmaz” demeyin daha kanun geçmeden bir
arkadaşımız haksız rapor isteyen hasta tarafından darp edildi.
Bu yasa teklifi ile katkı katılım payı artırılmakta halk
cebinden daha fazla ödeme yapmaya zorlanmaktadır. Hasta eğer daha az katkı payı ödemek
istiyorsa 2. ve 3. Basamak sağlık kuruluşuna aile hekimliğinden sevkle gidebilecek.
Ancak Eziyet Yönetmeliği 2. 3. Basamağa yaptığı sevklerden dolayı gelirini
keserek cezalandırmaktadır. Bu durumda sevk isteyen hasta ile sevk yaparsa
gelirinden olacak hekimler yine karşı karşıya gelecektir. Sağlık Bakanlığı
bizim de talep ettiğimiz sevk zincirini hastalarla hekimleri karşı karşıya
getirmeden, hekimlerin kazancı üzerinden kurmaya çalışmaktadır. Bunu kabul
etmiyoruz, etmeyeceğiz.
Sağlık Bakanlığını bir kez daha uyarıyoruz sorun yumağına
dönüşmüş sağlık sistemini performansa dayalı, bilimsel yaklaşımdan uzak
yönetmelikler ile düzeltemezsiniz.
Alanın öznesi olan bizlerin, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin
örgütlerinin yapılan değişikliklere yönelik görüşlerimizi ve önerilerimizi
dikkate almayarak, yok sayarak ne halk sağlığını geliştirebilirsiniz ne de
sağlık emekçilerinin sorunlarını çözebilirsiniz. Sağlıklı bir toplum, iyi
çalışan bir sağlık sistemi için daha önce de dile getirdiğimiz beş talebimizin
hayata geçirilmesi yeterlidir: Buradan bir kere daha hatırlatıyoruz:
1. Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık
hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu
tarafından sağlanmalıdır.
2. Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için
yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin
öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar Aile
Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2.000 nüfusu aşmayacak şekilde
artırılmalıdır.
3. Kadrolu ve güvenceli yeterli hemşire, ebe, teknisyen
görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları
desteklenmeli, geliştirilmelidir. Kadrosuz, güvencesiz bir şekilde çalışan
emekçiler (gruplandırma elemanları) kadroya geçirilmelidir.
4. Aile hekimlerine ve tüm sağlık emekçilerine emekliliğe
yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin
kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri
öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir.
5. Gelire katkısı %20’yi geçmeyecek ve yapılan hizmetin
niteliğini ödüllendiren bir performans uygulamasına geçilmelidir.
Bu taleplerimizin hayata geçmesi için 2-6 Aralık 2024
tarihlerinde yapacağımız eylemler daha da önemli hale gelmektedir. Bu
eylemlerimiz sadece sağlık emekçileri için değildir. Bizler meslek onurumuza
sahip çıkarken, bilimsellikten uzak uygulamalara karşı dururken halkımızın
sağlık hakkını da savunuyoruz. Bu
nedenle de bir hak olan sağlığı için cebinden daha fazla para ödemek istemeyen,
nitelikli sağlık hizmeti almak isteyen halkımızın da desteğini bekliyoruz. 2-6 Aralık
2024 tarihlerinde halkımızı ASM’ lerden hizmet almak için değil sağlık hakkına
sahip çıkmak için alanlarda bizimle birlikte olmaya çağırıyoruz.
2- 6 aralık 20204 tarihinde aile sağlığı merkezleri çalışanları üretimden gelen gücünü kullanarak iş üretmeyecektir ve G(Ö)REVDEDİR. Bu haklı taleplerimiz gerçekleşene kadar çeşitli eylem ve etkinliklerle halkımızın sağlığı ve haklarımız için sağlık otoritesini harekete geçme konusunda zorlamaya devam edeceğimizi, sonuç alıncaya kadar vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz.