<center><b>BASIN AÇIKLAMASI ERGENEKON DAVASI KARARLARINI TANIMIYORUZ! İŞÇİ SINIFI DURUMA EL KOYACAK BAĞIMSIZ TÜRKİYE YARATILACAKTIR!</b></center>
Ergenekon davası kararları açıklandı. Hukuk devletinin ortadan kalktığı bir kez daha ortaya çıktı. Ülkemizin yurtseverleri düzmece belgeler, yalancı tanıklar ve önceden belirlenmiş heyetlerle ağır cezalara çarptırıldılar. Bu cezalarla yurtseverleri sindireceklerini sananlar Türk tarihinden habersizdirler. Namık Kemal’ler, Deniz Gezmiş’ler, Nazım Hikmet’ler, Mustafa Kemal’ler nasıl susturulamadıysa bugün de vatanseverleri susturamayacaklar. Lideri olmayan, eylemi olmayan, toplantısı olmayan bir örgüt uydurdular. Mahkemenin sorusuna MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı, Ergenekon diye bir örgütü tanımadıkları şeklinde yanıt verdiler. Güvenlik ile ilgili üç kurumun bulamadığı ve bilemediği örgütü mahkeme heyeti buldu. Hem tanık hem de gizli tanık olan Osman Yıldırım’ın söyledikleri ile cezaları verebildiler. Atatürk’ümüze İngiliz piçi diyen, yeğenini erkekler pazarlamaktan hükümlü, anti-sosyal kişilik bozukluğu olan bu kişi ömür boyu hapse mahkum iken itirafları sonucu tahliye edildi. Türkiye’nin yüz akları Doğu Perinçek’ler, Fatih Hilmioğlu’lar, Mustafa Balbay’lar, Tuncay Özkan’lar ve yurtsever subaylarımız cezalandırıldılar. Yalnızca bu durum bile olayın gerçek dışılığını anlatıyor. Cumhuriyetimizin bizleri özgür yurttaşlar yapan özelliği bir kez daha göğsümüzü kabartıyor. Düşünün ki, ABD taşeronu tarikat müridi olsaydık nasıl bir kişilik bozukluğu yaşayacaktık? Bu tertibi hazırlayanlar eşlerine, çocuklarına nasıl bir ideoloji veriyor? Hile, hurda, pusu, iftira, yalan, dolan her şeyi yapabilirsin. Asıl olan efendinin senden istediğidir. Doğruluk, dürüstlük, namusluluk, gerçekten ayrılmamak, kimsenin hakkını yememek gibi değerlerden uzak dur. Böyle bir anneniz ya da babanız olsun ister miydiniz? Biz bu tertibin amacının, ABD emperyalizminin Ortadoğu politikalarına engel olacak kuvvetleri tasfiye etme çabası olduğunu biliyoruz. Ama bu tertibi hazırlayanlar bizleri yeterince tanımıyor. Vatanımızın bütünlüğü ve milletimizin birliğini bozamayacaklar. Haziran direnişi ile somutlanan halk hareketi Eylül-Ekim aylarında yeniden yükselecek. Faşizm elbette alt edilecek. Ayrılıkçılık, yandaş dış politika sonucu ülkemize yönelen terör, sıcak para politikalarının sonuna gelinmesi ve yaklaşan ekonomik kriz, hükümetin kamu çalışanlarına yönelik politikaları, komik %3+%3 teklifleri bu halk hareketini büyüten etkenler olacak. Bu kez halk hareketi yanına işçi sınıfını da alacak. Kamu çalışanları parçası oldukları işçi sınıfı ile bu günden genel grev çalışmalarına başlayacak. Toplumun tüm kesimlerini birleştirecek güç olarak tarihin sahnesindeki yerini alacak. Buna uygun olarak işbirlikçi yönetimleri değiştirecek. Bu daha başlangıç mücadeleye devam! Birleşe birleşe kazanacağız! Direne direne kazanacağız!