Ü
Y
E
L
İ
K

Döviz Kurundaki Artış Toplum Sağlığını Tehdit Etmektedir

Döviz Kurundaki Artış Toplum Sağlığını Tehdit Etmektedir Döviz Kurundaki Artış Toplum Sağlığını Tehdit Etmektedir
Türk Lirası, Dolar ve Euro karşısında tarihin en büyük değer kayıplarından birini yaşarken, gıdadan ilaca her alanda dışa bağımlı hale getirilen ülkemizde yaşanan ekonomik kriz insan sağlığını tehdit etmektedir. Döviz kurlarındaki artış beraberinde zamları ve dolayısıyla yoksulluğu getirmektedir. Nisan ayında dört kişilik bir ailenin düzenli ve dengeli beslenebilmesi için tüketmesi gereken gıda miktarları esas alarak belirlenen açlık sınırı 2.000,7 TL olmuştur. Asgari ücretin 1.603,12 TL olduğu ülkemizde artan gıda fiyatları nedeniyle yurttaşlarımız açlığa mahkûm edilmektedir. Sağlıklı beslenme koşullarının ortadan kalkması nedeni ile insan sağlığı bozulacak, bu da sağlık hizmetine talebi artıracaktır. Ancak yurttaşlarımızı hastane kapılarında da Dolar ve Euro’daki artışın büyüttüğü başka bir sorun beklemektedir. AKP iktidarı döneminde Kamu İktisadi Kuruluşları özeleştirmelerle tek tek tasfiye edilirken, Türkiye gıdadan ilaca her alanda dışa bağımlı bir ülke haline getirilmiştir. İlaca yılda 25 milyar TL harcayan Türkiye’de en çok ciro yapan ilk 100 ilacın 95’i ithal edilmektedir. Ülkemizin 2.6 milyar dolarlık bir tıbbi cihaz pazarı söz konusudur. Bu pazarın % 85’i ise ithalattır. Dolar ve Euro’daki artış, tanı ve tedaviye yönelik tıbbi teknolojik ürünlerin, özellikle de ilaç fiyatlarının yükselmesini ve hatta kimi ilaçların bulunamaması sorununu beraberinde getirecektir. Stoklarında binlerce ilaç bulunan firmalar, döviz kurlarındaki hızlı yükselişi gerekçe göstererek piyasaya sundukları ilaçlarda azaltmaya gitmektedir. Artık sadece kanser ilaçları değil ağrı kesici ilaçların temininde de zorluklar yaşanmaktadır. Asıl tehlike ise birkaç ay sonra ilaç firmalarının depolarındaki stokların bitmesiyle kendini gösterecektir. İlaç ve tıbbi cihazda dışa bağımlılığın faturası yine insan sağlığına çıkacaktır. Tıbbi cihaz sektörü temsilcileri, yaşanan kur artışları ve üniversite hastanelerinin birikmiş alacakları ile ilgili soruna hızlı bir çözüm üretilmemesi durumunda, sağlık hizmeti alan bütün kesimlerin etkileneceği, pek çok tedavinin sunulamaz hale geleceği konusunda açıklamalar yapmaktadır. Tüm Eczacı İşverenler Sendikası ilaç fiyatlandırmasında Euro kullanılması yüzünden hastaların eczanelerde ilaç sorunu ile karşı karşıya kalacağı uyarısında bulunmaktadır. AKP iktidarı ise girdiği her çıkmazda olduğu gibi yine “Dış güçlerin oyunu” edebiyatına başvurmakta, toplumun can yakan sorunlarına gerçekçi çözümler üretememektedir. Neoliberal politikalarla eşitsizliklerin giderek arttığı ülkemizde, ekonomik krizlerle yoksul ile zengin arasındaki fark da giderek açılmaktadır. Üretime dayalı bir ekonomi ve adil gelir dağılımı sağlanmadan toplumsal refah sağlanamaz. 2002 yılında göreve gelen AKP’nin uygulamaya koyduğu Sağlıkta Dönüşüm Programı ile sağlık sisteminde sosyal devlet anlayışından uzaklaşılmış, sağlık hizmeti ticarileştirilmiş, parası olanın sağlık hizmeti aldığı bir sistem dayatılmıştır. Çökmekte olan sağlık sistemi için acil çözümler gerekmektedir. Bu çözüm ise ulusal, kamucu ve halkçı sağlık politikalarından geçmektedir. Genel Sağlık-İş olarak beklentimiz; 24 Haziran 2018 seçimleriyle sağlıkta piyasalaşmaya son verecek, Atatürk’ün başlattığı ulusal, kamucu ve halkçı sağlık politikalarını benimseyerek daha ileriye taşıyacak bir iktidarın görev başına gelmesidir. Zekiye BACAKSIZ Genel Sağlık-İş Genel Başkanı