Ü
Y
E
L
İ
K

Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü’nün Bir Sürgününü Daha İptal Ettirdik! 

Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü’nün Bir Sürgününü Daha İptal Ettirdik!  Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü’nün Bir Sürgününü Daha İptal Ettirdik! 
2547 sayılı Kanun’un 13/b-4 maddesinin, kendisine, Üniversite içerisinde her türlü yetkiyi verdiğini, bu düzenlemenin, kendisine, hukuka aykırı ve keyfi idari işlem tesis etme özgürlüğü sunduğunu düşünen Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü; daha önce Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ndeki sendikal faaliyetlerimizi pasifize etmek için Sendikamız Genel Sağlık-İş’in 2 İşyeri temsilcisini, Torbalı Meslek Yüksekokulu ile Efes Meslek Yüksekokulu’na birer yıl süre ile geçici olarak görevlendirmişti. Genel Sağlık-İş tarafından verilen hukuk mücadelesi sonucunda, süreç, Genel Sağlık-İş ve üyeleri lehine sonuçlanmış, öncelikle söz konusu idari işlemlerin yürütmeleri durdurularak, üyelerimiz asıl görev yerlerine dönmüş; devamı süreçte ise, idari yargı mercileri tarafından İPTAL kararları verilerek, nihai kararlar ile süreç son bulmuştu. Sürgüne doymayan, sürgüncülüğü bir hayat felsefesi haline getiren Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü, Sendikamız Genel Sağlık-İş temsilcilerini görevlendirerek, Sendikamızı pasifize etme girişimleri yetmiyormuş gibi, 2006 yılından, 2022 yılına kadarki süreçte Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nde “YÖNETİCİLİK” görevini yerine getirmekte olan Genel Sağlık-İş üyesini görevinden alarak, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Fakültesi'nde 1 YIL SÜRE İLE "Sağlık Teknikeri" olarak görevlendirilmiştir. Üyesine hukuki desteği veren Sendikamız Genel Sağlık-İş tarafından, İzmir 5. İdare Mahkemesi’nde “yürütmenin durdurulması” talepli iptal davası açılmıştır. İzmir 5. İdare Mahkemesi, “Bu durumda, dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, görevlendirme işleminin kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda tesis edilmesi gerekliliğinin açık olmasının yanında, davalı idare tarafından hizmet ihtiyacının tam ve somut olarak ortaya konulmadan görevlendirme işleminin tesis edildiği, diğer taraftan görevlendirme işleminin kamu görevlilerinin işgal ettiği kadrodan fiilen uzaklaştırma amacını taşıyamayacağı, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 13/b-4 maddesinde "Gerekli gördüğü hallerde üniversiteyi oluşturan kuruluş ve birimlerde görevli öğretim elemanlarının ve diğer personelin görev yerlerini değiştirmek veya bunlara yeni görevler vermek" üniversite rektörünün yetkileri arasında sayılmış olmakla birlikte, anılan maddenin düzenlenme amacının, üniversiteyi oluşturan kuruluş ve birimlerin herhangi birinde hizmetle ilgili olarak ortaya çıkacak bir ihtiyacın, üniversitenin kendi elemanları ile süratli bir biçimde karşılanması, böylece kamu hizmetinin aksamadan ve sürekli olarak yürütülmesini sağlamak olduğu, anılan maddede, görev yerlerinin değiştirilmesi veya yeni görevler verilmesi yetkisinin gerekli görülen hallerde kullanılabileceğinin belirtilmesinin, görevlendirmenin, "gerekli durum" giderilinceye kadar sürecek bir geçicilik içerdiğini gösterdiği, bu nedenle, bu Kanun maddesi ile tanınan yetkinin, personelin zorunlu ihtiyaç hallerinde ve belli sürelerle geçici olarak görevlendirilmelerini içeren yetki olarak düzenlendiği, mütemadiyen işgal edilen kadrodan fiilen uzaklaştırma sonucunu doğuracak şekilde kullanılamayacağı dikkate alındığında, davacının, hizmetine duyulan ihtiyacın somut, nesnel gerekçelerinin açık ve net bir şekilde ortaya konulmaksızın tesis edilen dava konusu işlemde kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” şeklinde bir gerekçeyle, dava konusu İDARİ İŞLEMİN İPTALİNE karar vermiştir. Kararı değerlendiren Sendikamız Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Dr. Derya Uğur, “Sendikamızca verilen onurlu hukuk mücadelesi çerçevesinde, hukuka aykırı ve keyfi bir idari işlem daha Sendikamız ile üyemizin hukuk zaferiyle sonuçlanmış, üyemizin mağduriyeti giderilmiştir. Söz edilen karar sonucunda, üyemiz, yöneticilik görevine geri dönmüştür. Sendikamızın, tüm idarelerin hukuka aykırı işlemlerini yargıya taşımasının yanı sıra, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’nün de tüm hukuka aykırı idari işlemlerini idari yargıya taşımasına, girişimlerimizin tamamından büyük bir hukuk zaferiyle ayrılmamıza rağmen Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü, işgal ettiği makamın, kendisine verdiğini düşündüğü gücü kötüye kullanarak, “istediği personeli, istediği yerde görevlendirebileceği” düşüncesiyle hareket etmektedir. 2547 sayılı Kanunun 13/b-4 maddesi, Rektöre, “istediği her personeli, istediği her birimde görevlendirebilme” özgürlüğü vermemektedir. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü’nün “hukuku ayaklar altına alan” idari işleminin yürürlükte kalmasının engellenmesi, Hukuk Müşavirliğimizin ve Sendikamızın yoğun çalışmaları neticesinde gerçekleşebilmiştir. Hukuk, adalet, mahkemeler ve Genel Sağlık-İş, bir kez daha göstermiştir ki, “Hiçbir rektörün, hiçbir idarecinin, hiçbir makam sahibinin yetkisi sınırsız değildir!” Hiçbir makamı işgal eden idareciler sonsuza dek bu makamlarda kalmaya devam etmeyeceği gibi, görevleri devam ettiği sürece hukuka uygun hareket etmek, adil kararlar vermek ve tüm idari personele eşit davranmak yükümlülüğü altındadırlar. Bu yükümlülüğün ihlali halinde görevlerini kötüye kullanıp, işgal ettikleri makamların, kendilerine sınırsız güç vaat ettiği düşüncesinde olanların sonu, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü gibi olacak, hukuka aykırı ve keyfi idari işlemleri, mahkemelerce birer birer hukuk aleminden silinecektir. Genel Sağlık-İş, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonraki süreçte de, “hukuk tanımaz, adalet bilmez, hukuku ayaklar altına alan idari işlemler tesis eden yasakçı ve sürgüncü zihniyetlerin” karşısında durmaya devam edecektir. Bundan sonraki süreçte de hiçbir üyemiz, yasakçı ve sürgüncü zihniyetlerin “keyfi” idari işlemlerine, oturdukları makamların verdiği yetkilerin “sınırsız” olduğuna inanan idarecilere ezdirilmeyecektir. Sürgüncü ve yasakçı zihniyetin eseri olan “üyemizin, idarecilik görevinden el çektirilerek, 1 yıl süreli geçici görevlendirme idari işleminin” iptali yönündeki karar, büyük bir hukuki kazanım olup, İzmir 5. İdare Mahkemesi’nin iptal kararını, tüm emekçilere armağan ediyor, bu kararın alınmasındaki yoğun ve özverili çalışmaları nedeniyle Hukuk Müşavirlerimize teşekkür ediyoruz.” diye konuştu.