Devredilen Askeri Hastane Personeli Kan Ağlıyor!
Devredilen Askeri Hastane Personeli Kan Ağlıyor!
Askeri Hastanelerin Sağlık Bakanlığı’na devrinin; güvenlik ve sunulan hizmetin özelliği bakımından ciddi sakıncaları olduğu birçok uzman çevrelerce açıklanmasına rağmen Hükümet, her zaman olduğu gibi yapılan tüm uyarılara kulak tıkamış, OHAL’i fırsat bilerek KHK ile devri gerçekleştirmiştir. Bir oldubitti şeklinde gerçekleşen devir, çalışan personeli de olumsuz yönde etkilemiştir.
Hizmet sınıfı ve kadro unvan kaybı
Askeri Hastanelerin, Sağlık Bakanlığı’na devredilmesinin ardından; yapılan resmi açıklamalarda devir işlemine tabi personelin özlük haklarının, herhangi bir kayba meydan verilmeden, aynen korunacağı bildirilmesine rağmen, devirle birlikte hizmet sınıfı ve statü kaybı olmuştur. Örneğin GATA’da Genel İdari Hizmetler kadrosunda “terzi” olarak görev yapan çalışanlar Sağlık Bakanlığı’na devrin ardından şu an Yardımcı Hizmetler Sınıfında “hizmetli” unvanı ile tanımlanmıştır.
Personel naklinde mesleki unvanı ile devri yapılan personelin maaş bordrolarının, bazıları terzi-hizmetli, bazılarında ise sadece hizmetli unvanı ile tanımlanarak; maaş hak edişlerinin “hizmetli personel” katsayıları kriter alınarak hesaplandığını tespit etmiş buluyoruz. Bu durum tam bir hukuksuzluk örneğidir.
Banka promosyon ödemesinde ayrımcılık
Başka bir hukuksuzluk olarak; yine GATA’da sağlık personeline aylık ödenmesi gereken banka maaş promosyonları 2 ay gecikmeli olarak ödenmiştir. Üstüne üstlük, YÖK’e devri yapılanların aylık promosyon ücreti daha yüksek miktarda ödenirken Sağlık Bakanlığı’na devri yapılanların ücretinde düşüş olmuştur.
Tayın bedellerinin kesilmesi;
Mesleki unvan ve hizmet sınıfı kaybına uğrayan sağlık personelinin diğer özlük haklarında da önemli kayıplar yaşamıştır. Çalışanların 165-190 TL arasında değişen tayın bedelleri kesilmiş durumdadır. Personele “Bunun yerine yemek veriyoruz” denilmektedir. Görüştüğümüz çalışanlar, devir öncesinde yemeğini evinden götürdüklerini aldığı tayın bedeli ile evinin pazar ihtiyaçlarını karşıladıklarını ifade etmişlerdir. Şimdi ise taşeron firma eliyle yürütülen yemek hizmetlerinin lezzetsiz ve miktar olarak yetersiz olduğunu vurgulayarak, “Hem aç kaldık hem de tayın bedelinden olduk” şeklinde mağduriyetlerini dile getirmişlerdir.
Hali hazırda zaten yoksulluk sınırının altında yaşayan çalışanların kendi boğazından keserek ailesinin pazar parası yaptığı tayın bedellerinin kesilmesi en masumane tabirle evdeki aşa el koymaktır.
Az Sayıda Çalışanla Çok İş Yaptırma Dayatması
Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı Alper Cihan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sivil kapasitenin artmasıyla birlikte muayene ve ameliyat sayılarında da ciddi artış olduğunu belirterek, “Günlük muayene sayısı ortalama 11 binden 16 bin 610'a yükseldi. Acil muayene sayısı bin 100'den bin 600'e, yatak doluluk oranı yüzde 29'dan yüzde 32'ye, günlük ameliyat sayısı 167'den 279'a ve günlük ameliyat masası başına düşen ameliyat sayısı da 1'den 2'ye yükselmiştir.” şeklinde konuşmuştur. Bu durum artan iş yükünün açık ifadesidir.
Bu şartlar altında çalışan sağlık personeline devir öncesi tutulan nöbetlerin karşılığı olan “ücret” ödenirken devirden sonra izin kullanmaları istenmektedir. Bu durum, az sayıda çalışanla çok iş yaptırma dayatması anlamına geldiği gibi; hastane hizmetlerinin de aksamasına yol açmaktadır.
Personel Ulaşım Servisi Kalkacak mı?
Kurumların idarecileri tarafından dile getirilen, Ocak 2017 itibariyle hastane personel servislerinin kalkacağı yönünde ifadeler, çalışanları endişeye sürüklemektedir. Hastane ulaşım servis hizmetinin kaldırılmasıyla çalışanlar ortalama 200 TL yol ücreti ödemek zorunda kalacaktır.
Genel Sağlık-İş Var
Ve tüm bunlar yaşanırken, olanları anlamlandırmaya, hakkını aramak için yazdığı dilekçeleri teslim edebilmek için muhatap bulmaya çalışan personel, “Personel şubede kimse yüzümüze bakmıyor. Pinpon topuna döndük ortada.” diyerek yaşadığı sıkıntıyı ifade etmektedir.
OHAL gerekçe gösterilerek buradaki personelin haklarını aramaları engellenmekte, başvuru yaptıklarında “OHAL var, idari ve hukuki hiçbir hakkınız yok” denilmektedir. Devredilen askeri hastanede çalışan personel, sendikamız aracılığıyla sorunlarına çare aramaktadır. OHAL kapsamında hiçbir hukuk hakkının olmadığı yalanı ile korkutulmaya, sindirilmeye çalışılan personelin yanında artık GENEL SAĞLIK-İŞ var.
Kaldırın Bu Garabeti!
Yardımcı Sağlık Hizmetler Sınıfı Değil, Yardımcı Hizmetler Sınıfı Değil!
Sağlık Hizmetleri Sınıfı!
Devlet korku ve panikle yönetilmez. Bu devir gerçekleşirken çalışana sorulmadı. Hiçbir suçu ve kabahati olmayan çalışanların özlük hakları erozyona uğratılamaz, kazanılmış hakları ellerinden alınamaz.
Bu vesileyle Hükümeti ve Sağlık Bakanlığı’nı göreve çağırıyoruz; askeri hastanelerden devredilen Sağlık Hizmetleri Sınıfı ve Genel İdari Hizmetler Sınıfı personellerinin, hizmet sınıfı kaybı ve kadro unvan kaybı hukuksuzdur.
Genel Sağlık-İş olarak, hem bu garabetin ortadan kaldırılması hem de Sağlık Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan ebe, hemşire, sağlık teknisyeni gibi birçok meslek mensuplarının yıllarca uğradığı haksızlığın giderilmesi için Sağlık Bakanlığı’nın hizmet sınıflarını devir öncesi askeri hastanelerde olduğu şekilde yükseltilmesini sağlayacak yasal düzenlemelerin ivedi olarak yapılmasını talep ediyoruz.
Sendikamız ordumuza yıllarca özveriyle hizmet sunan çalışanlara yapılan haksız ve hukuksuz uygulamalara karşı idari ve hukuki çalışmaları başlatmıştır.
Zekiye BACAKSIZ
Genel Sağlık-İş Genel Başkanı