Antalya’nın Alanya ilçesinde Sugözü Ortaokul Erkek Öğrenci
Yurdu’nda yaşanan skandal ve vahim olayda yurt görevlisi bir eğitmenin 10
öğrenciye şiddet ve cinsel istismarda bulunduğu öğrenilmiş, aynı yurt
görevlisinin ortaokul öğrencileri için insanlık dışı sarfettiği sözler sarfettiği videoda görülmüştür. Sapkınca
ifadeleri bulunan bu kişi hakkında 94 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava
açılmıştır.
Tarikat yetkilileri ailelerin şikayetlerinden vazgeçmesi
için baskı kurmakta ve hatta bu baskılar sonuç vermeyince çocukların kirletilen
bedenlerinin hesabı sorulmasın diye para teklif edilmektedir. Bir çocuğun
namusu, geleceği, hayallerinin bedeli bu cemaatlerin gözünde acaba ne kadardır???
Her fırsatta namustan bahsedenlere soruyoruz! Acaba kendi namuslarınızın, ahlak
yoksunluğunuzun parasal bir karşılığı var mıdır?
Anayasa 42.maddesinde ‘ Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri
ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, devletin
gözetim ve denetimi altında yapılır.’ denilmektedir. Bu yaşanan olayda asli
sorumluluğu bulunan siyasi iktidar ve atanmış bürokratlar bir önce hesap
vermelidir. Eğitim alan çocuklarımızın barınma ve diğer tüm ihtiyaçları devlet
tarafından karşılanmalıdır. Devlet imkanlarını belli cemaat ve tarikat emrine
vermek yerine asıl hak sahibi olan yurttaşlara verilmelidir.
Yeterli ve nitelikli yurt imkânı sağlamaktan uzak siyasi
iktidar, gençlerimizi cemaat ve tarikat yapılanmalarının yuvası olan yurtlara
mecbur bırakmakta, bu yurtlarda kalan her yaştan gencimiz, geleceğimiz gerek
sözlü gerek fiziksel taciz-tecavüz ve şiddet olaylarına maruz kalmaktadır. Dar
gelirli ailelerin çocuklarının kaderi denetimden uzak cemaat ve tarikat
yurtlarına terk edilmemelidir. Canımız yavrularımız, cemaat ve tarikat
yurtlarında, teslimiyetçi kültürün aşılandığı, tarikat liderine sorgusuz sualsiz
biat etmenin öğretildiği, gençlerimizin sorgulama yeteneğinin önlendiği bir
eğitim ile karşı karşıya kalmaktadır. Yükseköğrenim için şehir dışına eğitime
giden öğrencilerimizin tarikat yurtlarında yaşadığı elem verici olaylar hala
aklımızda…Birçok gencimizin yaşadığı taciz, şiddet, zorbalık ve mobbing
neticesinde yaşamlarına son verdiği hala belleklerimizden silemediğimiz
görüntüler arasındadır.
Kaldı ki ilkokul ve ortaokul seviyesinde, yaşları küçük
çocuklarımız, dünyayı yeni tanımakta, karşılaştıkları taciz, şiddet, tecavüz gibi
olaylar onların hayal dünyalarını yıkmakta, kişiliklerini değiştirmekte, iyi birey
olmanın önüne ket vurmakta ve gelecekteki hayatlarında karşılaşacakları insanlarla
yaşayacak ve yaşatacakları olaylar bakımından büyük bir soru işaretine
dönüşmektedir. Bu çocuklarımızın topluma yeniden kazandırılması için acil bir
eylem planı yapılmalı gerekli psikolojik destek sağlanmalıdır.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, geçtiğimiz bütçe
görüşmeleri sırasında MEB'in cemaat ve tarikatlarla protokol yaptığı
eleştirilerine karşı çıkarak, "Sizin 'tarikat, cemaat' dediğiniz, bizim
'STK' dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır" diyerek
inanılası güç bir ifade kullanmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2023 yılı
itibariyle geçerli 2 bin 709 tane protokolünün içerisinde tarikat ve
cemaatlerle protokoller yapıldığını itiraf eden Tekin, “STK“ diye tabir ettiği
bu yapılanmaların protokolleriyle alakalı, “Ben o STK'larla protokol imzalamaya
devam edeceğim." diyerek bu yapıların güçlenmesine ve bu olayların
yaşanılmasına katkıda bulunduklarını açıklamıştır.
Cemaat ve tarikat yurtlarının kapatılması için daha kaç
çocuğun, gencin yitip gitmesi gerekmektedir… Cemaat ve tarikatlar dar gelirli
ailelerin çocuklarını göndermeye mecbur oldukları yapılar olmaktan
çıkarılmalıdır. Öğrencilerimizin beslenme ve barınma hakkı bir anayasal hak ve
sorumluluktur. Gençlerimize çağdaş ve bilimsel yurt imkânları sağlanmalıdır. Gençlerimizin
umutları ve gelecek yaşantıları çalınmamalı, laik eğitim kurumlarının önü
açılmalı, din kisvesi altında eğitim! verilen kurumlarda gençlerimiz ziyan
edilmemeli, hayatları karartılmamalıdır!
Buradan tekrar dile getirmek istiyoruz cemaat ve tarikat
yurtları bir an önce kapatılmalıdır.
Derya UĞUR
Genel Sağlık-İş
Genel Başkanı