Ü
Y
E
L
İ
K

Bir sabah uyanıyor, sokaklarımızın sakinleri canlarımızı yerlerinde bulamıyor, katliam çukurlarında parçalanmış bedenlerine rastlıyoruz!

Bir sabah uyanıyor, sokaklarımızın sakinleri canlarımızı yerlerinde bulamıyor, katliam çukurlarında parçalanmış bedenlerine rastlıyoruz! Bir sabah uyanıyor, sokaklarımızın sakinleri canlarımızı yerlerinde bulamıyor, katliam çukurlarında parçalanmış bedenlerine rastlıyoruz!
Türkiye’de konuşulması gereken, düzeltilmesi gereken, üzerine yoğunlaşılması gereken yüzlerce sorunun arasından “SOKAK HAYVANLARI”nı konuşmak tercih edildi ve akıl almaz bir çözüm önerisiyle karşılaştık. SOKAK HAYVANLARINI KATLETMEK!

Sanki Dünya’daki en iyi ekonomik düzeye sahipmişiz, sanki kadın cinayetleri ayyuka çıkmamış, sanki sosyal devlet anlayışımız göz yaşartacak düzeyde iyiymiş, sanki çocuk istismarlarından her gün haberlerde içimiz parçalanmıyormuş gibi siyasi iktidarın derdi “SOKAK KÖPEKLERİ” oldu...

Bizleri katillerden, taciz-tecavüzcülerden korumayan, korumadığı yetmezmiş gibi bu suçlular için af üstüne af çıkaran siyasi iktidar hedefine ne yazık ki sokak hayvanlarını koydu. Güvenli sokaklar şiarıyla “kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat” uygulamasını yerine getirmek için adım dahi atmayanlar, çareyi sokaklarımızın, mahallelerimizin hayvanlarını katletmekte buldu. Siyasi iktidarın sokak hayvanları için bulmuş olduğu “çözümün” yürürlüğe girmesini dahi zar zor bekleyen belediyelerden art arda katliam haberleri gelmeye başladı. Niğde ve Altındağ Belediyeleri tarafından daha kanunda öngörülen süreler dahi beklenmeden sokaktaki dostlarımızın canına kast edildi. 2024 yılının bir ağustos sabahında belki de işimize giderken başını okşayacağımız köpeklerin aramızda olmayacağını öğrenerek uyanıyoruz. Bir sabah uyanıyor, sokaklarımızın sakinleri canlarımızı yerlerinde bulamıyor, katliam çukurlarında parçalanmış bedenlerine rastlıyoruz. Gün geçmiyor ki ülkemizdeki bir canlı için, bir orman için, çocuklar için, gençler için, ülkemize güzellik katan herhangi bir şey için mücadele vermek zorunda kalmayalım. Hayvanlara işkence edenlere, hayvanları öldürenlere hak ettikleri cezayı vermesini talep ettiğimiz, onlardan medet umduğumuz yöneticiler bizleri onların ölmemesi için mücadele vermek mecburiyetinde bırakıyor. Hayatında bir kere bir köpeğin gözlerinin içine bakmamış olan hiç kimse bu kararı alkışlayamaz. Üzüntümüz, öfkemiz tahayyül edilemeyecek kadar büyük. Ancak şimdi her türlü hak mücadelesinde, her yaşam hakkı ihlalinde ne yapıyorsak onu yapma vaktidir. Belediyelerimize çok iş düştüğünü ve onlardan beklentilerimizin çok yüksek olduğunu belirtmekle mükellefiz. Tüm Belediyelerin Sokak canları için en modern, sağlıklı yaşam alanlarını oluşturması şarttır. Onların da temennisinin de bizler gibi “hayvanlar ölmesin” olduğunu umar, ivedilikle harekete geçip yaşanılabilir yaşam merkezleri kurmalarını temenni ederiz. Bizler, siyasi, şahsi yahut ekonomik bir çıkar gözetmeksizin yalnızca sokaktaki can dostlarımızı korumak amacıyla elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız. Daha fazla can dostumuzun katledilmediği temennisiyle dostlarımızın canına kastedilmeden, daha fazla hayvan işkenceler içerisinde katledilmeden bir an önce katliam yasasının geri çekilmesini, sokak hayvanları için güvenli alanlar oluşturulmasını bekliyoruz. Sokak köpeklerini katleden kanunu gerektiği şekilde uygulamayan Belediyeler hakkında Sendikamız Genel Sağlık-İş, suç duyurusunda bulunmuştur.
#sokaktakatliamvar #SokakHayvanlarıKimsesizDeğil