Ü
Y
E
L
İ
K

Aşı Konusunda Soru İşaretleri Çok, Güven ve İstikrar Yok

Aşı Konusunda Soru İşaretleri Çok, Güven ve İstikrar Yok Aşı Konusunda Soru İşaretleri Çok, Güven ve İstikrar Yok
Salgının başından beri salgın politikaları ile ilgili yaptığı açıklama ve uygulamalar ile güvensizlik yaratan siyasi iktidar, aşı konusunda da sınıfta kalmıştır. 11 Aralık’ta geleceği duyurulan aşı uygulaması konusunda yaşanan gelişmeler kafalarda soru işaretleri yaratmaya devam etmektedir. Aşı temininde ve yaygın aşılamanın başlamasında geç kalınmasının sebebi koordinasyon sorunu mudur, yoksa sorun ekonomik nedenlerden mi kaynaklanmaktadır? Bir tarikatın işgal ettiği koltukları boşaltıp başka bir tarikat ile doldurulan Sağlık Bakanlığı kadrolarının iş bilmez tavrı, aşı konusunda da yurttaşımızın sağlığını tehlikeye atmaktadır. Aşı, liyakatsiz yöneticilerin insafına bırakılmayacak kadar stratejik bir konudur. Aşı temininde geç kalınmasının sebebi ekonomik midir? Gecikmenin nedeni ekonomik ise durum daha vahimdir. Siyasi iktidarın toplumsal bağışıklığı sağlayacak yeterli doz aşı temini konusunda geç kalmasının temelinde ekonomik nedenlerin olduğunu düşünmek dahi istemiyoruz. Sadece kamu-özel işbirliği modeli ile yapılan şehir hastanelerinin dövize dayalı kira bedelleri bile toplumu aşılamaya yetecektir. Vatandaşın sağlığı yerine yandaş müteahhide yatırım yapan siyasi iktidar, aşı konusunda büyük istikrarsızlık örneği sergilemiştir.  38 milyon nüfusa sahip Kanada, yedi farklı ilaç şirketi tarafından geliştirilen ya da çalışmaları devam eden aşılardan şu ana kadar 418 milyon doz satın almak için anlaşma imzalamıştır. Kanada, nüfusuna yetecek aşının beş katı kadar aşıyı satın alırken, Türkiye’nin nüfusuna yetecek aşı için gerekli anlaşmaları yapmamış olması ise kaygı vericidir. Her gecikmenin bedeli insan yaşamı! Güvenli aşı temini konusunda yaşanacak her gecikmenin bedelinin inşan yaşamı olduğu unutulmamalıdır. Sağlık çalışanları arasında son bir ay içinde hastalanmış olanlardan yaşamını yitiren olursa, bunun sorumlusu aşıyı söz verildiği tarihte yurda getiremeyenler olmayacak mıdır? Sağlık çalışanları vaat edildiği gibi bir ay önce aşılanmış olsa, şu an 2. doz uygulaması yapılacaktı. Kim bilir kaç sağlık çalışanı Covid-19’u ağır atlatmayacak, hayatını kaybetmeyecekti Toplamda ne kadar aşı geleceği, aşılamanın nasıl yapılacağı, kimlere yapılacağı gibi sorular tam olarak netleşmemişken, aşının Türkiye’ye gelişinin gecikmesi toplumdaki aşı karşıtlarının ekmeğine yağ sürmüş, toplumda aşıya karşı kafa karışıklığı yaratmak için daha fazla fırsat bulmuşlardır. Buna bağlı olarak sağlık çalışanlarının işi bir kat daha zorlaşmıştır. Sağlık Bakanlığının iş bilmez tutumu nedeniyle yaşanan güven kaybını sağlık çalışanları daha fazla çalışarak kapatmak zorunda kalacaktır. Toplumsal bağışıklığın oluşabilmesine yönelik gerekli aşılamanın yapılabilmesi için aşı tedarikinde aksama olmayacağına dair güven iyice zedelenmiştir. Çin Sinovac’la 50 milyon dozluk bir aşı anlaşması yapıldığını, ilk aşamada 30 milyon dozun Türkiye’ye getirileceğini açıklayan Sağlık Bakanlığı ancak 3 milyon dozu getirebilmiştir. Geriye kalan 47 milyon doz aşının ne zaman hangi aralıklarla ulaşacağı konusunda yine toplum doğru bilgilendirilmemiştir. Aşıda dışa bağımlılık kabul edilemez. Ayrıca sadece bir firmaya bağlı kalınması durumunda yaşanabilecek en ufak bir olumsuzluğun bedeli de ağır olabilecektir.  Dünyadaki birçok ülke aşı geliştirme yarışına girmişken, bırakın aşı üretmeyi, dışarıdan aşı temininde bile sıkıntılar yaşanırken, 2011 yılında kapatılan Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü gibi bir kuruma duyulan ihtiyaç daha da belirginleşmiştir. Bağımsız bir kurumsal yapı ve donanıma sahip bir kurum olan Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün bağımsız yapıda yeniden açılması hayati bir konu olmuştur. Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünü kapatırken, aşının ne denli stratejik bir ürün olduğunu düşünmeyip kapatanlar mutlaka hesap vermelidir. Aşı uygulaması konusunda toplum tüm detaylarıyla ilgili bilgilendirilmeli, aşı uygulama organizasyonu sahada çalışanlarla birlikte planlanmalı, aşıya ulaşma konusunda toplumun her kademesinde yaşanan endişeler ivedilikle giderilmelidir. Genel Sağlık-İş olarak Covid-19 pandemisinde en önde savaşan sağlık çalışanlarının bir an önce aşılanmasını önemsiyor bu konuda çok daha hızlı davranılmış olması gerektiğinin altını çize çize vurguluyoruz. Zekiye Bacaksız Genel Sağlık-İş Genel Başkanı