DEĞERLİ BASIN MENSUPLARI SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMININ NASIL BİR KÖRDÜĞÜME DÖNÜŞTÜĞÜ/DÖNÜŞTÜRÜLDÜĞÜNÜ SON YARGI KARARI ANKARA İHTİSAS E.A.H. FACİAYI SİZLERE AKTARMAK İSTİYORUZ Danıştay 13. İdare mahkemesi 02 ağustos 2012 tarihli kararı ile hastanelerin, ihaleyi alan şirketlere ticari alan olarak devrinin hukuka, ihale şartnamesinin ise mevzuata aykırı olduğunun belirledi. Bir başka anlatımla Devletin işlev ve yetkinliklerinin piyasayla paylaşılması anlamında olan KAMU ÖZEL ORTAKLIĞI’NA sosyal devlet anlayışı SAĞLIK’TA dur dedi. Mahkeme; ayrıca kamu özel ortaklığı düzenlemesinin yapıldığı 3359 Sayılı Yasa'nın ek 7 maddesinin 8. fıkrasının anayasanın 2. ve 7. maddelerine aykırı olduğuna ilişkin TTB itirazlarını değerlendirerek; Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasına karar verdi. Tüm bunlar geçtiğimiz perşembe gününden bu yana basının ve kamuoyunun gündeminde ve bilgisindedir. Yargı kararı arasında yer alan Etlik ihalesi; 8 ağustos 2011 tarihinde Dünyanın en büyük Sağlık İhalesi olarak basında yer almış ve Kam u Özel Ortaklığı’nın “Yap Kirala” Modeli çerçevesinde ASTALDİ-TÜRKERLER Firmasına 1995 yılından tahliye edildiği son verilmiştir. Sağlık kampüsü bitiminden sonra firmanın kira bedeli olarak Yılda 319 Milyon Lira 25 yıl süre ile devletten alması sözleşmede yer almıştır. İhalenin bizler açısından hayati önemi bu güne kadar bir çok branşta sağlık hizmeti üreten, hizmet kalitesi yüksek bir hastanenin yıkılarak yerine sağlık kampüsünün yapılmasıdır. Yani yıkarak yapma anlayışıdır. TTB’nin ihalenin ardından yargıya iptali için açtığı davanın sonuçlanacağı bile bile, karar beklenilmeksin Etlik ihtisas hastanesi, yangından mal kaçırılırcasına boşaltılmıştır.. Haziran ayının başında yoğun bakım hasta kabulü, 29 haziran 2012 tarihinde de tüm hasta yatışı durdurulmuştur. Hastanenin tahliyesinden yargı kararının açıklandığı güne kadar geçen son bir aylık sürece kısaca göz atarsak: 6 temmuz 2012 de geçici görevlendirme adı altında Tüm personel, yaşam alanlarından çok uzak Ankara’nın dört bir yanına, çoğunlukla standartlara uygun sağlık hizmeti veremeyeceği, eğitimleri ile orantılı olmayan, kurum ve kuruluşlarda adeta sürgüne gönderilmiştir. Tahliye, hekim dışı sağlık personeli, hemşire, ebe, sağlık memuru ise tek kelimeyle perişan olmuştur. Son bir ayda Geçici görevlendirmeler nedeniyle, Ankara İl Sağlık Müdürlüğü’ne verilen, itiraz dilekçelerinin haddi hesabı yoktur. Dağıtım yapılan hastanelerde göreve başlayan personelde kıdem unvan ve liyakat gözetilmeksizin en yoğun birim ve riskli alanlar seçilerek görevlendirmeler yapılmıştır Birçok sağlık çalışanı bu baskılara dayanamamış, sağlıkları bozulmuş, iş göremez hale geldikleri için kendilerine rapor verilmiştir. Hala üretken olan, ancak emeklilik hakkını kazanan birçoğu yine emeklilik işlemlerini başlatmış, hatta bazıları emekli olmuştur. Ücretsiz izin ya da istifa yolunu seçen personel azımsanmayacak sayıdadır. Böylece hastane yıkım kararı ve sonuçları kısa bir sürede sağlık insan gücünde azımsanamayacak bir işgücü kaybına yol açmıştır. Bu yıkım küçük bir gruba mutluluk da getirmiştir. Özellikle hekim dışı sağlık personellinden (özellikle hemşire-ebe- sağlık memuru) hükümet kendi düşüncelerine, anlayışına yakın olanları kayırmış, korumuş hatta ödüllendirmiştir. Mesleğin başında hizmete yeni başlamış aktif çalışan hemşireler, büro işlerine çekilmiştir. Bu görevlendirmeler de hiçbir objektif kriterler gözetilmemiştir. Bu küçük mutlu azınlığın ortak bir noktaları da bilinmektedir. Son güne kadar çevre hastanelere dağıtımı yapılacak personele mavi boncuk dağıtan yetkililer, 29 haziran tarihinden sonra İl sağlık Müdürlüğüne yapılan itirazlarda ve görüşmelerde büyük bir tavır değişikliği ile gergin ve öfkeli bir davranış modeline geçmişlerdir. 2003 yılından bu yana hükümetin dilinden düşmeyen sağlıkta dönüşüm, sağlıkta kördüğüme yol açmıştır. Yıkım ve kampus projesi yıllardır gündemde olan hastaneye son yıllarda özellikle eğitim araştırma olduktan sonra yapılan r r yatırımlar inanılmaz boyutta olmuş ve bu gün itibari ile hepsi yok edilmiş, heba edilmiştir. Genel Sağlık-İş sendikası olarak bunlardan bazılarını kamuoyunun bilgisine sunmak istiyoruz: 2009-2012 yılları arasında, öncelikle tüm idari birimlere mobilyalar alınmıştır. Eğitim Araştırma Hastanesi’ne dönüştürülmesi ve kaliteli yaygın hizmet anlayışı çerçevesinde Fizik tedavi ünitesi açılmış, mevcut yoğun bakım ünitelerinin toplam kapasitesi artırılma yoluna gidilerek, yirmi beş yatak ilavesiyle toplam kırk bir yatak kapasitesine ulaşmıştır. Böylece Ankara’nın önemli yoğun bakım ihtiyacını karşılamaya başlamıştır. Acil Servis tadilatı ile kapasitesi artırılmıştır. Teknik Servis tadilatı yapılmıştır. Hastane Bilgi işlem altyapısı değiştirilmiş ve hastane bilgisayarları yenilenmiştir. Hastane bahçesine bir anaokulu yapılmıştır. İki anjıo odası olan hastaneye 3. yeni bir angio makinası alınmış ve sırf kurulabilmesi için anjıo ünitesinde köklü bir tadilata gidilmesi gerekmiştir. Sadece tüm hastane yataklarının yenilenmesi için ödenen miktar 750 Milyar TL dır. Tüm hasta odalarına LCD TV alınması, uydu yayınlarına başlanması, tüm polikliniklerde refakatçi koltuklarının yenilenmesi, tüm hastaneye sedye ve tekerlekli sandalyeler ile akülü hasta taşıma araçlarının satın alınması son 2-3 yılda yapılan yatırımlardır. Öyle ki Son 3 yıl içinde refakatçi koltukları iki kez yenilenmiştir. Daha hazin olanı geçen yıl yıkım ihalesi gerçekleşirken eş zamanlı hastane girişleri ve ameliyathanesinde bulunan tüm otomatik kapıların yenilenmiş olmasıdır. Ayrıca asansör, çamaşırhane ihaleleri yapılmış, görüntüleme merkezleri ile sözleşmeler yapılmıştır. Ülke halkından yani hepimizin cebinden çıkan paralarla alınan bu pahalı cihazların; tahliye kararının hızla uygulanmasıyla hangi hastanelere dağıtılmış daha da önemlisi o hastanelerde nasıl hurdaya ayrılmış , Tüm tıbbi araç ve gereçler nakliye için kime ne kadar ücret ödendiği başta hastane çalışanlarının ve kamuoyunun merakındadır. Ankara’nın en büyük diyaliz merkezi ile bölge halkının acil sağlık ihtiyaçlarını karşılayan Etlik İhtisas Hastanesi’nin Ankara da ürettiği hizmetin yok edilmesi büyük bir faciadır. Yatak doluluk oranı % 100’e yakın olan hastanenin tahliyesi ile bir ay içinde kaybedilen fiili 401, aktif 347 hasta yatağı ile günlük poliklinik sayısı, yatak kapasitesi iki katı olan hastanelerle başa baş yapılan ameliyat sayıları ile büyük bir hizmet üreten hastanenin yıkım kararı bölge halkının zararındadır. Devletin uğradığı zararın maliyeti- miktarı çok büyük boyutlardadır. Dolayısıyla sağlık hizmetlerinde zaten sıkıntı yaşayan ülkemizde, faaliyette bir hastanenin yıkım kararı ve tahliyesi ile ortaya çıkan boşluk doldurulamamıştır. Tedavi için hastaneye yatması gereken hastalar yatak doluluğu nedeniyle geri çevrilmektedirler. Etlik İhtisas’ın yarattığı hizmet alanındaki boşluk, hasta ölümlerine, mağduriyetlerine yol açmış ve açmaya devam edecektir. İkamesi olmayan ve ertelenmesi veya geciktirilmesi ÖLÜM’le eş anlama gelen Sağlık Hizmetinin bu uygunsuz işlemle; gerektiği etkinlik, kalite, hız, koşul ve standartlarda sunulması olanaksız hale getirilmiştir. Uygulanan işlemle birçok yönden telafisi imkansız bir kamu zararı yaratılmıştır. Plansızlık öyle büyük boyuttadır ki, örneğin kira sözleşmesi yapılan Özel Ulus Hastanesi’ne klinik olarak taşınması planlanan asistanları olan Nefroloji-Transplantasyon- Fizik Tedavi, Beyin Cerrahi klinikleri sözleşmenin tahliye sonrası fesh edilmesiyle açıkta kalmıştır. Dışkapı E.A.H. mülk sahibini bırakıp, kiracı ile kiralama sözleşmesini hangi mantık ve hukukla yapmıştır? Adı geçen kliniklerin ve asistanların nerede hangi hasta yataklarında, hangi şefliklerin gözetiminde eğitim alacakları ve sağlık hizmeti sunacakları belirsizdir. Hükümetin sağlık politikalarında, tsunami dalgalarıyla yarattığı yıkım, kamu ve toplum zararı, personel mağduriyeti, hasta mağduriyeti, can üzerine kurulan pazarlar, sadece Ankara Etlik İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ ne de özgü değildir. Bu sağlıkta yıkımın sadece bir örneğidir. Ülkemizin tüm nhastanelerinde, Sağlık hizmetlerinde toptan yıkım politikaları, prova aşamasını çoktan geçmiş, yok etme aşaması ise tamamlamak üzeredir. Sağlık Sistemi çökmüş, Sosyal Devlet fiilen ortadan kaldırılmıştır. Tüm bunların sorumluları kimlerdir? Kamu yararı için hizmet vermesi gereken bürokratlar ve memurlar nerededirler? Halka hizmet anlayışı, halkın yani kamunun yararına hizmet anlayışı kimlere hizmet anlayışına bürünmüştür?
SONUÇ Sosyal bir hukuk devleti anlayışına uygun verilen yargı kararın ne yönde uygulanacağını bilgisi tüm halkı yakından ilgilendiren bir konudur. Genel Sağlık-İş olarak yargı kararının ne anlama geldiği ve uygulamada hukuk devletindeki karşılığını nasıl bulacağının yanıtını yetkili ve sorumlulardan açıklamalarını ve kamuoyu ile paylaşılmalarını istiyoruz. Örneği Etlik İhtisas olan uygulama tüm ülkede yaygınlaştırılması istenen planlanan sağlıkta dönüşüm programının parçasıdır. Bu nedenle öncelikle bölge halkını ve tüm vatandaşlarımızı hastanelerine, sağlık hizmetinin talan edilerek yok edilmesine dur demeye ve sağlığına sahip olmaya davet ediyoruz. Siyasi partileri ve demokratik kitle örgütlerini de bu karşı duruşta taraf olmaya davet ediyoruz. Toplumsal sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Genel Sağlık İş ve Birleşik Kamu İş Konfederasyonumuz 6 temmuz’dan bu güne kadar hızla boşaltılan hastanenin yine aynı sürede toparlanmasının da mümkün olduğu inancıyla, Önümüzdeki bir ay içinde hizmete kaldığı yerden devam etmesi için gereken tüm çaba ve desteği gösterecektir. Bu konuda kararlıdır. Bizler; Haksız yere mağdur edilen sağlık personelinin ve tüm çalışanının, mağduriyetin giderilerek görev yerlerine geri döndürülmesini talep ediyoruz. Personelsiz binalar hizmet üretemezler. YAPILAN YANLIŞTAN DÖNÜLMELİDİR , Hastanemizi geri istiyoruz Halktan biri olarak, halkımıza hizmet sunmaya devam etmek istiyoruz. Bilinmelidir ki, sendikamız Genel Sağlık-İş tarafından Etlik İhtisas çalışanlarının mağduriyetinin giderilmesi adına her türlü hukuki başvuru ve müracaatlar hem bireysel hem de kurumsal hassasiyetle takip edilmeye devam edecektir. Bu davanın kazanılacağı güne ve uygulamanın eski haline çevrileceği güne kadar kamu gündeminde tutacağımız, gelişmeleri takip edeceğimiz ve arkasında duracağımız sözü ile sağlık çalışanlarına ve halkımıza kamuoyu aracılığıyla bilgilendiriyoruz.
TEŞEKKÜRLER