Ü
Y
E
L
İ
K

Aile Hekimlerine Angarya Getirilemez! Acil Servislerdeki Yığılmanın Sorumlusu Piyasacı Sağlık Politikalarıdır!

Aile Hekimlerine Angarya Getirilemez! Acil Servislerdeki Yığılmanın Sorumlusu Piyasacı Sağlık Politikalarıdır! Aile Hekimlerine Angarya Getirilemez! Acil Servislerdeki Yığılmanın Sorumlusu Piyasacı Sağlık Politikalarıdır!

AKP iktidarı sağlıkta dönüşüm projesi kapsamında, 2005 yılında ilk defa Düzce’de aile hekimliği sistemine geçmişti. 5 yıl içinde, Kasım 2010 itibariyle tüm Türkiye’de bu sisteme geçilerek sağlık ocaklarının yerini aile sağlığı merkezleri almıştı. Bu merkezlerin işletmeleri aile hekimlerine verilmişti. Aile hekimlerine, bütün görevlerine ek olarak, cari gider adı altında verilen ödeneklerle, bu merkezlerin elektrik, su, doğalgaz, telefon, internet faturalarını ödemek, kiralarını ve stopajlarını ödemek, personel çalıştırıp bunların maaşların sigortalarını ödemek gibi işlerde yüklenmiştir. Aile hekimliği sistemi aslında birinci basamağın özelleştirilmesine atılan bir adım olmuştu. Bu ağır koşullara ve iş yüklerine rağmen aile sağlığı merkezlerinde çalışan sağlık emekçileri, esas görevleri olan ve birinci basamak sağlık hizmetinin temelini oluşturan, koruyucu sağlık hizmetlerini, ellerinden gelenin en iyisini yaparak yerine getirmektedirler. Fakat sağlık bakanlığı sürekli yeni çıkardığı mevzuatlarla yeni görevler yüklemekte ve bu da birinci basamak çalışanlarının motivasyonlarında sürekli bir düşüşe neden olmaktadır. Daha önce çıkardıkları mevzuatlarla belediyelerin görevi olan defin ruhsatı nöbetleri ve adli tıp kurumunun görevi olan adli nöbetlere ek olarak, en son 23 Kasımda TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda kabul edilip, kanunlaşmak üzere meclise gönderilen bir torba tasarı ile, aile hekimlerine ve aile sağlığı çalışanlarına eğitim adı altında, hastanelerin acillerinde, ayda ASGARİ 16 saat nöbet görevi getirilmiştir. Bu uygulamada bakanlık, aile hekimlerini acil servislerin gerçek acil olmayan hastaların bakıldığı yeşil alan olarak adlandırılan bölümlerinde görevlendirecektir. Gündüz yaptıkları poliklinik hizmetini mesai sonrası nöbet adı altında sürdürerek çalışanların emeği göz ardı edilmektedir. Amaç acil eğitimi değil, bakanlığın başarısızlıkları nedeniyle oluşan yığılmayı çözmeye yönelik anlamsız bir girişimdir. Ayrıca acil tıp ve aile hekimliği görev ve sorumlulukları bakımından iki ayrı tıp disiplinidir. O yüzden aile hekimlerine görev tanımları dışında verilen bu görev de angaryadır. Dünya Aile Hekimleri Derneği de acil servislerde çalışmanın aile hekimleri görev kapsamında olmadığını açıklamıştır. Acil servislerde gereksiz bir yoğunluk yaşanmaktadır ve bunun çözülmesi gerekmektedir. Yılda 90 milyon acil servis girişi olmaktadır ve bu sayı akıl alır gibi değildir. Sağlıkta Dönüşüm Programı ülkemizin gereksinimlerinden yola çıkılarak hazırlanan bir program değildir. Emperyalist merkezlerce dışarıdan dayatılan bir programdır. Bu programı uygulamakla yükümlü AKP iktidarı programı uygularken çıkan sorunlara geçici ve uygun olmayan çözümler bulmakta ama hiçbirisi sorunu kökten çözememektedir. Bugün, sosyal devletin bir gereği olarak ücretsiz olması gereken sağlık hizmetleri paralı hale gelmiştir. Aile Sağlığı Merkezlerinde ve hastanelerde katkı payı adı altında hastalardan ek ücret alınmaktadır. Bu ek ücreti ödemek istemeyen vatandaşlar acile yığılmaktadır. Yine uygulanan sağlık politikaları gereği sağlık tüketimi arttırılmış ama kalite göz ardı edilmiştir. Bunun sonucu hastane başvuruları sayısal olarak arttırılmış, hastaların aldığı sağlık hizmetinin kalitesi doğal olarak düşmüştür. Hastalara gerektiği kadar zaman ayrılmamakta, hastane idarelerinin verdiği randevu sayısı kadar hastanın bitirilmesi istenmektedir. Bu da yığılmanın bir nedenidir. Bu nedenleri çözmesi gereken Sağlık Bakanlığı acil servislerde aile hekimlerini çalıştırmayı düşünmektedir. Bu uygulama hayata geçerse çalışanlar işyerlerinden izin alamayacak, işveren mesai sonrası acillerde aile hekimleri çalışacağı için o saatlerde hastaneye gitmelerini yada yakınlarını götürmelerini isteyecek, bu da yığılmayı arttıracaktır. Herkese ücretsiz, gereksinimi kadar, nitelikli ve ulaşılabilir sağlık hizmeti verilirse bu sorun çözülecektir. Sağlık Bakanlığı bu uygulamada ısrar ettiği takdirde, birinci basamak hizmetlerinde, koruyucu nnsağlık hizmetlerinde oluşacak olan aksaklıklardan sorumlu olacaktır. Bunu önlemek için, üretimden gelen gücümüz dâhil her türlü hakkımızı kullanacağımızı bildiriyoruz. Dr. Ali Gül Genel Sağlık İş Genel Başkanı