6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan depremler, on binlerce hayatın sönmesine neden olmuştur. Tarihimizin kara sayfalarından biri haline gelmiştir. Aradan geçen 2 yıla rağmen, deprem bölgesinde sorunlar hala çözüme ulaştırılamamış adeta insanlar “yaşadığına pişman” edecek boyutta zor yaşam koşullarıyla mücadele etmek mecburiyetinde bırakılmıştır.
Deprem bölgesinde, kaldırılmamış enkazlar ve süregelen yıkımlar, insan sağlığını tehdit etmeye HALA devam etmektedir. Havada yoğun bir şekilde hissedilen hafriyat tozları, yalnızca fiziksel değil psikolojik problemlere de yol açmaktadır. Yeni inşaat çalışmalarının bilimsellikten uzak, plansız şekilde sürdürülmesi, yerleşim düzeninin oturmamasına neden olmaktadır.
Deprem sırasında hasar gören ve yıkılan sağlık tesisleri, afetin insan hayatına verdiği zararı artırmıştır. Aile sağlığı merkezleri, 112 acil sağlık hizmetleri istasyonlarının bir çoğu HALA konteynerlerde hizmet vermektedir. Hijyen şartlarından bahsedemiyoruz bile… yetersiz sağlık personeli ve yoğun iş yükü nedeniyle sağlık emekçilerini mutsuzluğa, motivasyon kaybına ve tükenmişliğe sürüklemiştir. Sağlık çalışanlarının kötü çalışma koşullarında, özverili çabalarının karşılığı zorlu çalışma koşulları ve yalnızlık olmuştur.
Bu toprakların insanı acılarıyla-yokluklarıyla yalnız bırakılmıştır. Birlikteliğe alışıktır bizim insanımız, düştüğü yerden el ele kalkmaya alışıktır.
Atamızın dediği gibi “Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı kalmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.”
Bu derece büyük bir felaket sonrası devletin temel görevi yurttaşlarının yaralarını hızla sararak onları güvenli, sağlıklı yaşam koşullarına kavuşturmaktır.
Yaşamın bu kadar değersiz olmasından, para hırslarınızdan, koltuk sevdanızdan başınızı kaldırıp gerçeklerle yüzleşme zamanınız ne zaman gelecek? 2 sene önce de sorduk, asfaltlar nasıl paramparça, yepyeni binalar nasıl yıkılabiliyor, depreme dayanıksız hastanelerde neden hizmet veriliyor, deprem vergilerimiz nerede diye.