Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’na bağlı Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Dr. Derya Uğur, yönetmeliğin değişmesiyle beraber meslektaşlarının karşılaştığı zorlukları gazetemize anlattı.Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu bağlı Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Dr. Derya Uğur, Aile Hekimliği Yönetmeliği’nde yapılan son değişikliklerin, sağlık çalışanları ve vatandaşlar üzerindeki olumsuz etkilerini detaylı bir şekilde değerlendirdi. Yönetmeliğin aile hekimliği sistemine zarar verdiğini, sağlıkta şiddeti körükleyeceğini ve toplumun sağlık hizmetlerine erişimini zorlaştıracağını belirten Dr. Uğur, yapılan düzenlemelerin, sağlık hizmetlerinin kalitesini düşürdüğünü ve sağlık çalışanlarının iş güvencelerini ortadan kaldırarak onları performans baskısı altına soktuğunu vurguladı.
“HEKİMLERİN MESLEKLERİ İTİBARSIZLAŞTIRILIYOR”
Dr. Uğur, Aile Hekimliği Yönetmeliği’ndeki değişikliklerin, sağlık çalışanlarının ve özellikle aile hekimlerinin mesleki saygınlığını ciddi şekilde zedelediğini ifade etti “Bu yönetmelikler, sağlık çalışanlarını daha fazla çalıştırıp daha az maaş vermek, yurttaşlarla hekimleri karşı karşıya getirmek için planlanmış gibi görünüyor. Örneğin, hekimlerin belirli ilaçları reçete edemeyeceği yönündeki düzenleme, hastaların basit bir ilaç için bile hekime tepki göstermesine yol açıyor. Bu durum, sağlık çalışanlarını daha da zora sokarak, şiddet olaylarının artmasına neden oluyor.” Örneğin, hekime belirli ilaçları yazamayacakları söyleniyor. Bu durum, zaten çözülmeyen sağlıkta şiddet problemini daha da körükleyecek nitelikte. Yurttaşlar, basit bir ilaç alamadıklarında hekime tepki gösteriyor. Sağlıkta şiddet, çözülmek istenmeyen bir gerçek olarak karşımızda duruyor.” diyen Uğur, bu düzenlemenin sağlıkta şiddeti artıracağı ve sağlık çalışanlarını yurttaşlarla karşı karşıya getireceği uyarısında bulundu.
“AİLE HEKİMLERİ, İLAÇ YAZMADA SINIRLAMALARA TABİ TUTULUYOR”
Yönetmelikteki en dikkat çekici değişikliklerden birinin, aile hekimlerine yazamayacakları ilaçların dayatılması olduğunu belirten Dr. Uğur, bunun sağlıkta şiddeti daha da artırabileceğini söyledi. “Aile hekimleri, hastalarına ilaç yazma konusunda belirli sınırlamalara tabi tutuluyor. Ancak, bu ilaçlar hastaların gerçek ihtiyaçlarını karşılamadığında, sonuç olarak daha fazla hastanın sağlık hizmetlerinden memnuniyetsiz bir şekilde ayrılmasına yol açıyor. Bu da hastalarla sağlık çalışanları arasında gerginliği arttırarak, şiddet olaylarını tetikleyebilir.” dedi. Sağlıkta şiddet konusunun çok boyutlu bir problem olduğunu belirten Uğur, bu yönetmelik değişikliklerinin çözüm yerine yeni sorunlar yarattığını ve sağlık çalışanlarının güvenliğini tehdit ettiğini vurguladı.
“BU DÜZENLEME, SAĞLIK ÇALIŞANLARI ÜZERİNDE BÜYÜK BASKI OLUŞTURACAK”
Aile hekimlerinin sözleşme yenileme şartlarının, vatandaşların memnuniyet anketlerine bağlı hale getirilmesi de Dr. Uğur’un dikkat çektiği bir diğer önemli konu oldu. “Bu düzenleme, sağlık çalışanları üzerinde büyük bir baskı oluşturacak. Çalışanların sözleşme yenileme süreci, vatandaşların anket sonuçlarına dayalı bir sistemle belirleniyor. Bu, özellikle yoğun bir çalışma temposu altında olan sağlık çalışanları için çok büyük bir adaletsizlik yaratacaktır. Çalışanlar, memnuniyet anketlerine göre değerlendirilip baskı altına alınırken, kaliteli sağlık hizmeti sunma amacından sapılacaktır. Bu durumun, hizmet kalitesini daha da düşüreceği açıktır.” dedi.
“YENİ YÖNETMELİK EKONOMİK ZORLUKLARI ARTIRABİLİR”
Yönetmelik ile birlikte aile hekimlerinin iş güvencelerinin ortadan kalktığına dikkat çeken Dr. Uğur, çalışanların sürekli olarak performans baskısı altında tutulduğunu belirtti. “Aile hekimliği sisteminin sözleşmeli hale getirilmesi, çalışanların iş güvencesizliğini artırmakta ve sürekli bir belirsizlik yaratmaktadır. Ayrıca, aile sağlığı merkezlerinde çalışan hekimlerin maaşlarının düşük olması, sağlık hizmetlerini daha da zorlaştırmaktadır. Bu yönetmelik ile aile sağlık merkezlerinde çalışanların ekonomik sıkıntılarının daha da artması bekleniyor.” ifadelerini kullandı.
“Aile hekimleri, özellikle kendi ceplerinden birçok masrafı karşılamak zorunda kalıyor ve %12’lik maaş kesintisiyle bu zorluklar katlanarak büyüyor.” diyen Dr. Uğur, aile sağlığı merkezlerinde çalışan sağlık çalışanlarının, mevcut sistemde yeterli ekonomik desteği alamadıklarını ve bu durumun çalışanların motivasyonunu düşürdüğünü belirtti.
“TÜRKİYE, ARTIK GENÇ SAĞLIK ÇALIŞANLARINI KAYBEDİYOR”
Türkiye’de sağlık sektöründeki olumsuz gelişmelerin, sağlık çalışanları arasında beyin göçüne yol açtığına değinen Dr. Uğur, gençlerin yurt dışına gitme eğiliminde olduğunu ifade etti. “Gençlerimiz, sağlık alanında uzun vadeli bir kariyer planı yaparken, iş güvencesi ve uygun çalışma şartlarının olmaması nedeniyle başka ülkelere gitmeyi tercih ediyor. Türkiye, artık genç sağlık çalışanlarını kaybediyor.” diyen Uğur, beyin göçünün sağlık sektörüne büyük zarar vereceğini ve sağlık hizmetlerinin kalitesinin düşeceğini söyledi.
“Sağlıkta bu kadar köklü değişiklikler yaparken, sektördeki en önemli dinamik olan çalışanların sesinin duyulmadığı bir sistem, uzun vadede büyük bir kaosa yol açacaktır. Bu durum, sadece sağlık çalışanlarının değil, tüm toplumun sağlığını tehdit eder.” diyen Dr. Uğur, Türkiye’nin sağlık sektöründeki olumsuz gidişatın önüne geçebilmesi için kalıcı çözüm yollarının bir an önce bulunması gerektiğini vurguladı.
“SAĞLIK HAKKI, TİCARET HALİNE GELMEMELİ”
Yönetmeliğin, sağlık hizmetlerini ticaret haline dönüştürdüğünü savunan Dr. Uğur, sağlık hizmetlerinin temel bir hak olduğunu, ancak yapılan düzenlemelerin bunu ticari bir faaliyet gibi ele aldığını belirtti. “Sağlık hizmeti, ticaretin bir konusu olmamalıdır. Ancak bu yönetmelik, sağlık hizmetlerini bir kar amacı güden sistem haline getiriyor. Bu, sadece çalışanları değil, tüm vatandaşları mağdur eden bir duruma yol açacaktır.” dedi.
“SAĞLIK ÇALIŞANLARININ HAKLARI KORUNMALI”
Dr. Uğur, sağlık çalışanlarının daha iyi çalışma koşullarına sahip olabilmesi için çözüm önerilerini sıraladı: “Öncelikle, sağlık çalışanlarının maaşları insanca bir seviyeye çekilmeli, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetle mücadelede etkin yasalar çıkarılmalı, personel eksiklikleri giderilmeli ve daha insancıl çalışma koşulları sağlanmalıdır. Sağlık alanındaki sorunların çözülmesi için emek ve meslek örgütleriyle işbirliği yapılmalıdır. Sağlıkta başarı, ancak tüm çalışanların haklarının korunduğu bir sistemde mümkün olabilir.” dedi.
GENÇ SAĞLIK ÇALIŞANLARINA MESAJ: “HAKLARINIZI SAVUNUN”
Son olarak, genç sağlık çalışanlarına yönelik mesaj veren Dr. Uğur, “Genç sağlık çalışanları, haklarınızı bilin ve mesleğinizin gücünü kaybetmemeniz için haklarınızı savunun. Sağlık sektörü sadece bir meslekten ibaret değildir; aynı zamanda toplumun temel sağlığına hizmet etme sorumluluğudur. Tüm sağlık çalışanları olarak birlikte mücadele etmeliyiz.” diyerek sözlerini tamamladı.
Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Dr. Derya Uğur, bu yönetmelik değişikliklerine karşı mücadelenin devam edeceğini ve sağlık çalışanlarının haklarını savunmak için her türlü adımı atacaklarını belirtti. Bu noktada sağlık çalışanlarının bir arada hareket etmesinin ve seslerini duyurmasının büyük önem taşıdığına dikkat çekti.
HABER LİNKİ: https://sonsoz.com.tr/haber/22769556/aile-hekimligi-yonetmeligi-saglik-hizmetlerini-zorlastiriyor